27 Mart 2013 Çarşamba

Her şeyden biraz kalırdı, diyordu hayat. ..Kavanozda biraz çay, .kutuda bı kac şeker.. .İnsanda biraz acı


Ayrılık ne biliyor musun?

ne araya yolların girmesi
ne kapanan kapılar
ne yıldız kayması gecede
ne cebinde tek  gıdıs  uçak bıletı 
  ya da degıldır
göç eden kuşlar gokyuzunde
Ayrılık
insanın içini dökmekten vazgeçmesidir ...
 
ve.. susarak ayrılır cogu ınsan
susmaya yatar...

20 yorum:

Vladimir dedi ki...

İnsanın susarak ayrılması ölümdür aslında.

Yakalanarak hapse girme aşamasına gelen katile bile acıdıklarının göstergesi olarak "Allah kurtarsın" diyen bu iki yüzlü halk bir tek kendi kendini susarak öldürenlere acımaz. Farklı olmalarının bedelinin her saniye fitil fitil burunlarından getirir onların.

öykü dedi ki...

O kadar dogru kı

FFatiHH dedi ki...

En uzun şiirler susmak üzerinedir ama ne kimse dinlemiştir ne de kimse okumuştur o şiirleri.. Terkedilmiş bir köydeki durmadan akan çeşme gibi. Akmaya devam eder belki şırıl şırıl belki sessiz.

öykü dedi ki...

susmak bılene en buyuk cezadır

vebal bırakır

FFatiHH dedi ki...

"Bir bitmeyen gece bıraktın
Ve üç nokta düşürdün
Belli etmedim ben pek, tenhalaştım"

FFatiHH dedi ki...

Şu hikayeye de bak bi ;

"Genç adam askere gidecekmiş. Yeni de evliymiş. Hanıma seslenmiş kulağına eğilmiş:
-"Hanım sana mektupta ayrıca yer veremem, ayrı bir mektup yazamam edebe mugayirdir.
Ama her mektubun sonuna üç tane nokta koyacağım. O üç noktalar senin için.”

-“Tamam” demiş gelin hanım.

Beyefendi askere gittikten sonra mektuplar gelir, üç gün kayınvalidenin elinde, beş gün kayın pederin elinde, amca, dayı, teyze dolaştıktan sonra nihayet gelin hanımın eline gelirmiş, sayfaları hararetle çevirip o en sondaki üç noktaya bakarmış gelin hanım.
Bazen göz yaşı döker, bazen en mahrem hasret sözcüklerini, sevgi sözcüklerini okurmuş o üç noktaların içerisinde.

Gel zaman git zaman aradan yıllar geçmiş ihtiyar bir hanım nine olduktan sonra sakladığı mektubun birini çıkartmış sayfaları o ilk günün heyecanıyla çevirip üç noktaya bakmış:
-“Sahi Ahmet bey” demiş “Ne güzel mektuplar yazardın eskiden.”

Bu hikâyenin yazarı, hikâyenin sonunda şöyle bir ifade kullanıyordu;

“An gelir üç noktanın anlattığını bütün bir edebiyat şerh etmekte acze düşer.”

Ahu Türkyaşar dedi ki...

Çok güzel... Ayrılık insanın içini dökmekten vazgeçmesidir... Ancak böyle anlatılırdı Öykü'cüm. Süpersin.

öykü dedi ki...

FD cok guzel bı hıkayeydı
paylatstın ıcın cok tsk ederım

öykü dedi ki...

Ahucumm

sustugum cok oldu..
oyle ıyı bılırım kı bu duyguyu..


canımsın sevgılerımle

Unknown dedi ki...

Ayrılık yaman kelime...

Vay be..şu üç nokta hikayesi süperdi..
Onca laftan anlamayanları düşününce..
o üç noktanın anlattığını hele.
Anlatana-anlayana bravo...

öykü dedi ki...

bazen susmak


bazen cumle sonundakı bosluklar
uc noktalar


bınlerce kelımeden daha buyuk anlam

Mahmutun güncesi dedi ki...

o zaman ben susuyorum.:)

öykü dedi ki...

:))

Asortik Krep dedi ki...

Ben de nokta sevenlerdenim.. İki nokta başka ,üç nokta başkadır :))

öykü dedi ki...

Tek nokta sozum bu kadar demek


uc nokta daha soyleyceklerım var ama susuyorum demek


aslında noktalar da ne kadar cok anlam yukluymus dusununce onu anlıyor ınsan:)

Adsız dedi ki...

zor konulara giriyosun oyküssssss:))

ayrılıkta sevdaya dahil.

öykü dedi ki...

dogru soze ne denır absalom
ayrılık ta sevdaya daır.

Adsız dedi ki...

"Kadın aslında bir erkeği değil, bir hayali terkeder" diye yazıyordu bir kitapta. Yine Murathan Mungan der ki "Söylenecek sözün çokluğu bazen insanı dilsiz bırakır, tıkanır kalırsınız. Haklılığın suskunluğu diğer suskunluklara benzemez." Senin susmak diye bahsettiğin durumu bu cümleyi okuyunca iyi anlamıştım. Ayrılık insanın içini dökmekten vazgeçmesi... Bu cümleyi sevdim.

- Mehmet -

öykü dedi ki...

ayrılmak bı vazgecıs oluyor mehmet

ve en cok ta
en canın saydıgın ınsana uzaklıgın
susmakla anlatılıyor

can dedi ki...

bir iç vedadır ayrılık