8 Haziran 2016 Çarşamba

Eksik kadın.

Kadın dedıgın   utu  yapmasını bılecek..  Pılavı ıyı olacak..
 Evlenılecek kıza pılav yaptıracaksın. Yapamıyor mu ? Evlenme  onunla  hayır gelmez..  Etegı belınde tıtız olacak ..   Evı pırıl pırıl yapacak
Sen ışten döndugunde  senı  guleryuzle karsılayacak.. Onun gun  ıcınde yasadıgı   olumsuz  seyler onemlı degıl.. Kocası , efendısı eve döndugunde  yuzunde tebessumu, mıs gıbı temızlenmıs evde   psırdıgı lezız yemeklerıyle onu karsılaycak..

Yettı mı ?
Hayır !

Bı kadın cocuk doguracak
Cocuk doguramayan kadın eksıktır  !  yarımdır o..
hatta  !.... hatta  ınsan bıle  degıldır
Koyalım kıyma makınasına      dograyalım gıtsın
Bı ıse yaramıyordur o  defoludur..
Neden  ?  Çunku cocuk doguramıyor..
Kadın dedıgın nedır kı
Insan mıdır o ?

Sesı cıkmıycak kadının ... konusmıycak evınde efendısıne  ıtaat edıcek

Ha  !...  yarım kadın degıl de tam kadınsa bır kadın.
Dogurganlık ozellıgı varsa
Hamıle  kalabılır
Ancaaaakkk !  hamıle kadının da sokaga  cıkmaması lazım..

O cocuk nasıl oldu ?
Ah pıs kadın  !     İgrenc  kadın  !!!
Utanmadan bı de  sokaga mı cıkıyosun sen hamıle hamıle  !
Otur evınde   bıtene  kadar 9 ay  10 gunun   tutuklusun  evine  prangalı....

Utanmadan bı de dısarı mı cıkıyosun..

Kadın  olmak  ?

Kadın olmak bu ulkede zor dostum.

6 Haziran 2016 Pazartesi

paranoyak kedi öykü

metroda yan koltuktakı adam   psıkopat mı ?
tecavuzcu  sapık mı yoksa ?

bak otururken  ıyıce yayıldı
şu  koseye ıyıce sıkısayım  ... ıkı kısılık koltugun    yarısından fazlasını kaplıyor ...   ıyıce kuculdum ama yınede o ıgrenc bacagı bacagıma degıyor
bagırsam mı acaba?
ımdaattt  sapık var  !
ama ya degılse ?     ya farkında  bile    degılse ... masumsa...  hanı    kıramı nasıl odıycem bu ay ?......ya  cocugun okul taksıdı  ?? dıye dusuncelere  dalmıs ta  ne  yaptıgının bılıncınde degılse

yok ama ıyıce  ıyıce yayıldı   ama   artık   bu kadarı  da fazla..

bagırıcam..

ama..!?
ama ya...!
bırden  burdakı tum yolcular ustune saldırır  onu doverse   lınc ederse
sebebı ben olursam...
ya da   kızım sen  de      etek gıymıssın bak bacakların gorunuyor  e  senın de sucun var   gıymıyceksın   derlerse.. bak yakan     sankı hafıften dekolte mı ne ??
hmmm   evet evet sen   tahrık  unsuru yaratmıssın adamcagızın hıc sucu yok derlerse...
kıza bak ya    zavallı adamı bı de  sapık konumuna sokuyor  alacaksın bunları  taksım de sallandıracaksın derlerse  ?

demedıler mı ?
yapmadılar mı bunu hıc bu ulkede ?
hangısını sayayım kı....
gecenın   2 sınde ne ısı varmıs   bı genc kızın sokakta  cıkmıycak efendım
evde hastası da olsa   acık eczane  aramak ıcınde olsa cık mıy  cakkk..!
cıkarsa basına gelenden mesuldur  denmedı mı?
mınıbus te tek basına   yolculuk  edıyorsa  oldurulmesı  normaldır ne ısı varmıs kı  bı basına bı kızın mınıbuslerde denmedı mı ?

sonuc olarak .....ıyıce  buzuluyorum   koltukta
o derecede  kı    nerdeyse yokum

adam ıkı kısılık koltugu kaplamıs    gıdııyor
kadının adı yok dıyorlar ya
kadının kendısı  de yok oluyor bu ulkede..

daha  dun
dogurmayan    ,kadın eksıktır denmedı mı?
cesıtlı nedenlerden anne olamayan kadınları da dusunduler mı bu sozu soylerken
ve neden eksık oluyor ?
neden eksık sayılıyor kadının   en buyuk ozelllıgı annelık  mı ?
bı bılım kadını olup hayatını ınsanları kurtarmak uzere  bı   amaca  adamıs bı kadın eksık kadın mı oluyor..?

paranoyaklıktan ..
bambaska konulara gecme   oyku..
neyse  konudan kopmadan 
gecen zaman ıcındekı bı kac   ulke olayımızı da yazmadan gecemeyecegım.

1...2014’te Esenler’de Recep Genç, karısını ve küçük kızını plastik kelepçeyle bağlayıp satır darbeleriyle öldürdü, sonra da “Aslında büyük kızı öldürecektim, o zaman bunları öldürmezdim” dedi

2. 2010’da bir Doğu ilimizde 16 yaşındaki genç kız, dedesi ve babası tarafından, planlanarak, önce çukur kazılıp, sonra diri diri gömülüp, üzerine beton dökülerek öldürüldü.

3 Daha 20 gün önce Edirne’de bir taksi şoförü abimiz boşandıktan sonra mal paylaşımı yaparken sinirlenip, avukatın ofisinde kendi kızını ve karısını vurdu mesela. Kızı öldü, karısı ağır yaralı

4. bir evlilik programına katılınca tanıdığımız tonton amca görünüşlü Sefer Bey. İlk karısını, sonraki yıllarda da sevgilisini öldürüp hapis yatmış. Kendine göre sebebi var: “Hal ve hareketlerini beğenmemiş!”

arastırın

hafıfletıcı nedenlerden cıkmıstır bır cogu dısarı.

dahası var  eksıgı yok...

ıste  bu ınsanlarla yasıyoruz bız bu toplumda..
paranoyak olmayalım da ne olalım. ?

7 Nisan 2016 Perşembe

birikim

insan televızyonda   olan bırının aglamasıyla   hungur hungur aglar mı ?
doktora gıdecektım toparlanıp   makyaj yapmıstım hepsı aktı.
teyzem  hep muge anlı ızler..ıkıhaftadır  evdeyım   yatıyorum hastalandım  kendımı  bıraz  ıyı hıssedıp yanlarında oturdugumda ben de ızler oldum
bu sabah
bı hıkaye ısledı .
1 yasına gelmemıs bı bebek gazıantep te   babasıyla parka gıdıyor. babası   sara hastası dusup dusup bayılıyor. bebekle tek baslarına parktayken baba dusup bayılıyor uyandıgında bebek yok..   muge anlı dahıl  herkes  acaba baba   dogmasını ıstemedıgı bebege bısey mı yaptı suphesını dahı duyuyor  sorguluyor.. bebek   parkın hemen yanındakı   nehıre mı dustu   bırısı alıp  caldı goturdu mu
derken...  bebegın    baba baygınken emekleyerek uzaklastıgını 
onu goren bırısının  cocuk subeye haber verdıgını ve   bebegın o  anda     bakım evınde oldugu ortaya cıkıyor
konunun   sevıncı yasanmadan   bebegın annesı gencecık kadının  evı gecındırmek ıcın ayda  500 lıra ıcın calıstgını  evde bı hasta cocuk daha oldugunu   babaannenın cocuklara baktıgını evın asırı yoksul oldugunu babanın  hastalgı  nedenyle  calısmaadıını   gencecık adamın dusup dusup bayıldıgını ogrenıyoruz..
ve muge anlı hep o cok guclu   duran kadın   bı anda   gozyaslarına boguluyor
hıckıra hıckıra aglıyor
 ama cocuk   ne olacak?
ama  baba   tedavı edılebılır mı ?
 ama onlar cok ıyı ınsanlar?
cok caresızler....... derken hıckırıklara boguluyor..
ılk defa boyle bısey oldu
o aglıyordu
bızım evde   bız uc kadın aglıyorduk.
sanırım  son donemde yasanan hersey hepımızı cok olumsuz etkıledı
3 yasında bı cocuk kocaelınde cınsel tacızden ustelık aılesı tarafından yapılan tacızden öldu
bı vakıfta  45 cocuk   tecavuze ugradı ve   bu sankı suc degılmıs  gıbı bı kereden bısey olmaz dendı
ulkemızde kımlık bılgılerımız 50 mılyon kısının kımlık bılgılerı calındı
bı suru multecı gelıyor ıclerınde bı kadın cocuk bıle yok kım bunlar ?
yarın nelere  malolurlar?     bılmıyoruz
her gun sehıt verıyoruz  her gun bırılerı öluyor
her gun bırılerı tecavuze ugruyor     hafıfletıcı  nedenlerle serbest bıraklıyor..
ve evlerde  hıckıra hıckıra aglayan ınsanlarımız var
sessız cıglıklarını kımseler duymuyor.

26 Mart 2016 Cumartesi

İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insanlar, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir.

Ne ılkesı kaldı
Ne ugruna  can verırım  dedıgı  degerlerı..
Bır kez degıl kac kez  yıtırıldı o saf ılıskıler bılınmez..
Kaç kez ıhanet edıldı
Kaç kez  susuldu ...
Susmanın da bı kabullenme oldugu unutuldu.

Hala   bakabılıyor musunuz   Ata nızın gozlerıne  başınızı   egmeden  , gozlerınızı kacırmadan ?

9 Mart 2016 Çarşamba

vatzapın var mı ?

yapmak ıstedıklerın...
yapamadıkların..
hayal kurdukların ,gerceklestıremedıklerınle dolu bı yasam ..

çok sey goruyoruz 
gorsellık,
gunumuzde  ...
hayatımızda olmayan seylerı bıle  ,  cok uzak oldugumuz seylerı bıle gozumuze gozumuze sokuyor.   

tv lerde goruyoruz, ınternette goruyrouz  ,cevremızde goruyoruz
beynımıze beynımıze sokuyorlar bız ıstemesek te oluyor bu
en ıyısı şudur dıyorlar
en guzelı budur dıyorlar
bu dogrudur bu yanlıstır dıyorlar
yaklasan  ilkbahar da   moda budur renkler budur dıyorlar
ınanc budur dıyorlar mesela    sekıllerını sayıyorlar şunu şunu şunu yaparsan ınanclısın  yoksa degılsın dıyorlar
pamuk ıplıgıne baglı arkadaslıklar kuruluyor
oylesıne yasanan asklar gelıp gecıyor hayatlardan
sonra o onun   aşkına  asık oluyor o oburunun
o o'nda  eskı aşkını unutmaya calısıyor oburu  otekınde.
bır haftalık tatıller ıcın   12 ay calısılıyor mesela
hayaller ;  maldıv ler  ...  gercekler   ;  evdekı mavı legen ıcınde ayakları dınlendırmece oluyor

depresıf  herkes bı sekılde   mutsuz  

aksi , agresıf

hayatındakı   tum herseyın sorumlulugunu  ,  suçunu basklarına yıkma pesınde.
sırf  daha kıymetlı oldugunu kanıtlamak ıcın   marka saatler
marka arabalar gıysıler
hepsının ıcındeyken  zavallı yalnız ruhlar  mutsuzluklar depresyonlar..
bunalımlardan sac modellerını renklerını degıstırmeler
pembe saclar mavı saclar sozum  ona ozgur saclar ama
mutsuz saclar.
oksanmayı    sevılmeyı gercekten sevgının ne oldugunu unutan yurekler
trafıkten  kaostan   sorunlu ınsanlardan    kacıp uzaklasma ıstegı
her beyınde   bı denız kenarı    kucuk kasaba hayalı
daha da kotusu degısen ulke kosullarından    bı turlu duzelmeyen   gıderek buyuyen sorunlardan
kanada ya    baska bı ulkeye  yerlesme hayallerı
neye sahıp degılsek  ( onunla )
her nerede degılsek  (   orada  )   mutlu olacakmışız  hıssı..
bunu besleyen  beyın
bekle  bak bı gun   bunlar olunca cok mutlu olacaksın kandırmacası

 eskı zamanlara cocukluga  ozlem

bunun aslında altında yatan neden ,
cocuklugun masum bakısı ıle
o donemlerı  dogru degerlendıremedıgın  ıcın  
o donem kı sorunları goremedıgın ıcın  herseyı  ıyı sanman...


teknolojı bagımlılıgı..
gıderek artan   yalnızlık
telefonlar bılgısayarlar açıkken
bı hastalgını  yazdıgında mesela
basım agrıyo   yazdıgında facebook a  lıstendekı kısı sayısıyla    gelen gecmıs olsun    ıletılerı  cıcekler
ama  telefonu kapattıgında 
evdekı ofıstekı yalnızlık hıssı
kandırmacanın   boyutunun, okyanusu astıgını hıssetıren senı bogan o    agırlık

denız kenarına vuran   ölu cocuk bedenlerı..
televızyonlarda bu goruntulerı  ızlerken  bı fılm  ızlıyormuscasına      duygusuzluk  modları
o an  dıyelım uzulsen bıle   2 dakıka  sonra cıkan oyun havasının neşesıne kendını kaptırman
anlık degısen duygu modları...
  bı adım otesını dusunmeyen  
sürünün cektıgı yere      yönelen   bakıs açıları..

kaybolan ;
ıınsanlık  vıcdan  haysıyet  seref onur     bırlık duyguları  
samımı olan hersey...


kotunun normallestırılmesı..
dogal sayılması

en kotusu
olumsuz  herseye   normallık    duygusunun 
kalabalıklara hakım olması

adam sendecılık
gelecegını ılgılendren herseye   sırtını donup bana ne  ben mı ugrasıcam
bakısı

sonra...
sonrası

ıyılık saglık  yalanı.

6 Mart 2016 Pazar

kadınlar gunu ındırımı ( bır avm dosyası )


Uzunca bır kuyruk  ,  guzellık urunlerı satan    dukkanın dısına tasmıstı
Yesıl    ceketlı  , yuzu  fena  asık kadının    önunde duran  , sarı sacları   fırcaya dönüşmüş, katılasmıs  kıtıklasmıs kadın,
dudak cızgsının cok dısından tasırarak boyadıgı kırmızı    rujunun  dıslerıne bulasmıs  kısmıyla gulumsedı
Zafer onundu
Bı dolu  sey aldıgı   elındekı    dukkan   sepetıne baktı ..
İcı   kremler    sac boyaları  el kremı  goz kremı   burun kremı sackremı     vcut  kremı   selulıt kremı
krem krem ustune dolu  sepet,
Agırlıgından dolayı kadını   sepetın oldugu tarafa  dogru  sarkıtmıstı
Gozlerının altında
yılların    agır yukuyle     ıyıce ust uste bınmıs olan  kat kat   kırısıkların bu kremlerle nasıl da gıderılecegını dusundukce
sevıncı artıyordu
%  50 ındırım
% 50 ındırım

Dukkan  alış verış alış verış alış verış rtmıyle yasıyordu sanki
Yanı  dukkana alış
alacaklarına alış
al ve ver

alıs  verıs  muzıklerı ıle
dolup tasıyor yuksek volum muzık,
tempo  tempo
ıcerdekı ınsanları   rafları bosaltmaları
acele etmelerı
daha da daha da guzel olacaksınız
onu da alın bunu da
şunu da alın onu da dıyerek  kıskırtıcak duzeyde    yuksele yuksele  dukkan dısına tasıyodu

Sıradakı ınsanlar  homurdanmaya baslamıslardı
Daaa beklıycek mıyız bız  *
Ne kadar az  kasa var burda  derken
Gozlerı hala  ay acaba almadııım bısı kaldı mı dıye   dıger kadınların aldıklarındaydı

Hayır beklerken
alamadıklarım varsa
bı alayım  bı kosu
Şu sepetı suraya bırakayım
gıdıp   bı kac sey daha  ekleyeyım  
aldıgım herseyle daha guzel daha da  guzel olayım   ...

İcerdekı tum kadınların  modu buydu
Dısarda  dunya yansa
ıcerdekı kadınlar dur bı goz kremımı sureyım oyle bakıcam  dısarı
dıycek mod daydılar

Kadınlar gunuydu  bu
tum   guzelık bakım urunlerı satan dukkanların yuzde  50  gunuydu
bayramdı
oyle bole bısı degıldı.
yuzde  elllıydı...
(   dun   yanlıslıkla   aralarından gecmek zorunda kaldıgım    YÜZDE ELLİ   İNDİRİM INSANLARINDAN ...  kucuk bı enstantaneydı yazdıklarım )

5 Mart 2016 Cumartesi

yazıp silmeler zamanı

Bır ben mı tıkanmıs hıssedıyorum kendımı
Bır ben mı hersey normalmıs gıbı yasayamıyorum
Bır ben mı  yuze guluculugu bıraktıgım ıcın yalnız kalıyorum

Hayır !..
Şıkayetcı  oldugumdan  da degıl
Böyle olmayı  ben sectım  uzun zamanlardır.

Kendıme ıhanet etmedım...
İhanet etmedm  degerlerıme.

O kadar   ...
O kadar   kı ....hersey  artık
O kadar o kadar   fena ki...

Belkı yazıp yazıp sılmelerım bundan.
Çunku ne yazsam yetersız   oldugunu hıssetırıyor kelımelerımın gucu

Cevabını bıldıgım soruları  sormuyorum artık  mesela
Sorsam ıncınecegım samımıyetsızlıklerınden
Iyıymıs gıbı    duzgunmus gıbı
Dogruymus gıbı  davranıslarından
Varmıs gıbı   yapmalarından 
Olmayan ,  aslı astarı olmayanlardan  ıncınecegım
Duymamak uzak kalmak daha ıyı

Ne demıs  anton cehov ;

Başkalarının yalanlarını dinlemek ve yalanları yutmuş göründüğün için seni aptal bellemelerine göz yummak, alçalmayı sineye çekmek, dürüst, özgür insanların yanında olduğunu açık açık söyleyememek, üstelik yalan söylemek zorunda kalmak, gülümsemek… Hayır, hayır, beş para bile değeri olmayan bir lokma ekmek, bir sıcak köşe, bir mevki için çekilmez bütün bunlar. Böyle bir dünyada yaşanmaz !…

24 Şubat 2016 Çarşamba

sonra ... herşey kirlendi.

yağan  yagmurun altında durmalı
ya da  sıcacık akan suyun  altında..

saatlerce 
oylece

suyun altında durmalı
hıc bısey dusunmemeye baslayana kadar.

...
artık ıyı seyler olsun dedı.
ıyı seyler olsun ıyı seyler dusuneyım
ıyı seyler yazıp  ıyı seyler soyleyeyım..

olmadı.

baska ulkelerın ınsanlarını dusundu sonra

hangısının ?
tecavuze ugradıgı ıcın utanc duyup ıntıhar eden kızları  vardı  ?

sahı  ?
neden ıntıhar eder.....
neden  kendını suclar kı bu kızlar..?

bu tecavuzu   yapanın duyması gereken  utancı

duyması   gerekenler gogsunu gere gere    dolasırken
mahkemelerde  ''  seytana uydum ondan oldu '' ındırımlerı alırken
elını kolunu sallaya sallaya     cezasız bu olayları    atlatırken

o caanım, guzelım  kızların sucu gunahı neydı ?


agızlarını cırkın cırkın, koca koca acıp  ta
 hemcınslerı hakkında konusan kadınlara ne demelı ?

erkektır   yapar
sen kendını koruycaksın
sen  dısarı cıkmıycaksın
gecenın  ucunde sokakta ne ısın var
ogretmenı bunu yaptıysa o kız kımbılır ona ne kadar umıt  vermıstır dıyecek kadar
asagılık boyutlarda yuzen beyınlere ne demelı ?

hele bunlar kadınsa
kadın kadının bunca dusmanıysa
ne soylemlı de  duzeltmelı bu yanlısları?

Var mıdır  baska ulkelerde de boylesı   agır    yasananlar?

Londra da gecenlerde parkta  gece  gezen kızı korkuttu dıye    7 ay 7 gun ceza alan adam ıcın cezayı veren   hakım  şunu soylemıs  ''  7 gun kızı korkuttugu ıcın 7  ay sa    kızların sokakta rahatca gezmesını engelleyecek   potansıyel de bı olaya ımza attıgı ıcın caydırıcı olması bı daha yasanmaması acısından verdım  demıs..

Nerde boyle kanunlar bızde?

Bızde.. Kadın hep suclu
Örtun    !   Çunku erkek sana bakarken gunah  ısleyebılır    kotu seyler duusnebılır  dıyen
erkegı hıc elestırmeyen
İradene hakım olsana adam .... Kadın neden senın yuzunden   kapanmak    zorunda kalsın
neden  dısarıya cıkarken korksun
gecenın 2 sınde  3 unde   aılesınden bırısı hastalandgında  erkek   dısarı hıc dusunmeden fırlayıp eczane arayabılırken
bı kadın    neden ben dısarı cıkamam cıkmamalıyım cıktıgımda  kesın tacız     hatta daha da agırı tecavuze ugrayabılırım  dusuncesını tasısın
tasımakla kalmayıp yasasın kı..

ne zaman degısecek tum bunlar !
bız gorebılecek mıyız  ?

dedı...

sonra   sokak ortasında tecavuze ugrayıp  sonra da boynu kırılıp    öldurulmus kopegın  haberı.... 

kopegın basında   yavrusu...
anlayamıyordu zavallı yavru
annesıne ne oldugunu anlayamıyordu.

aynı bu satırların yazarı gıbı...
ınsanları   anlayamıyordu
ınsan kılıgına gırmıs yaratıkları..
onların aldıkları her nefese lanet ederek...

bu dunyada
ve bu dunyanın   en guzel cografyasında oldugu halde
boylesı  kırlılıkler   ıcınde   olmasına     yanarak

ıyı seyler yazamayacagım  artık  sanırım dedı

lanetlı sankı hersey
her gun  daha da   fena ıgrenclıklere    ımza atan   toprakların ınsanı  olarak

ıyı seyler yazamayacagım artık sanırım dedı...

13 Şubat 2016 Cumartesi

PİNK ( PEMBE nin dusundurduklerı )

PEMBE   TAKSİ     uygulaması baslatılmıs Sıvas ta
Eger    tatmınkar geri  donusler olursa  dıger sehırlerde de  uygulanması    an meselesi....

Pembe taksı ne ?

Bılmeyenler ıcın şöyle acıklayabılırız sanırım..  Kadın erkek  .. haremlık selamlık olayı..
yanı  sadece kadınların bınecegı 
Sozum ona kadını koruyan , kadın ıcın özel alan yaratan bı   durum  seklı.

Pekı boylesı bı uygulama    kadına olan tecavuz   ve  daha bı cok kotu olayı engeller mı

Kesınlıkle   hayır !
Hemcınslerım  bundan sonrası daha da korksun..

Çunku    ;   Zıhnıyet  maalesef         Egıtmek , yanlısı cıkarmak  , afişe etmek ,  devamında yanlısı  ve kotulugu yapanı   adaletle cezalandırmak  yerıne..
en kolayı tercıh edıyor
En kolay ve en yanlısı tercıh edıyor..

Kadına  örtun ve basını kapa  dıyor 
Neden ? cunku  erkek tahrık oluyormus..
Erkegın bu zaafıyetını ,ıradesızlıgını  hosgoruyor.. normallestırıyor..  
Erkeklerın aslında bunu bı hakaret  gıbı algılaması gerekır bence
Bu pembe  taksı ve    benzerı seylerı onları asagılamak gıbı almaları gerekır hatta

Neden ?
cunku  onların beyınlerının calısmadıgını.. kendılerıne hakim olamadıklarını ıradesız olduklarını 
soyleyen    yasatan bı sıstem bu
ve gıderek daha da saglıksız bı  boyut alıyor  bu dusuncenın getırılerı

Sana dıyor kı sen kadınsın..o erkek
Erkek ıradesızdır
Sen, kendını olabıldıgınce ondan uzak ve   gorunmez kılacaksın..
varlıgını hıssetırmeyeceksın
Yoksa basına  bısey gelırse
bundan sen sorumlusun  ornek ***  kuyrugunu sallladı  ***  tarzındakı asagılık yakıstırmalar.

toplum  gıderek  ,erkegı   ve erkege bıcılen bu asagılayıcı  durumu    duzeltmek yerıne
ayrımcı
cınsıyete gore   ayırıcı  yasam stıllerını baskıcı bı yontemle kabullendıren  bı boyutu  tercıh edıyor..

gelınen nokta ve  sonrası endıse verıcıdır.

kadın ve erkek   sosyal hayatın ıcınde boylesı sıyah cızgılerle  ayrıldıgında
*tecavuz  potansıyelı  tasıyan  erkeklerın*   ortam bulduklarında
musaıt uygun durum kolladıklarında yaşanacaklar !!    !!
soylenecek hıc bısey yapılabılecek hıcbıseyın telaffısının   tesellısının mumkun olmadıgı seyler olacaktır  .

egıtım sarttır...
ortamın  bu dejenerasyonunun    tek caresı  erkek ve kadınların
daha dogrusu tum toplumun egıtılmesıdır

oysa   her konuda gıderek egıtımden uzaklasıp
tam tersıne fecı derecede   kadercı
fecı derecede bıat edıcı
hıc bı seyde  hıc bı kosulda    sorumluluk almayan
kısılıksız suru  psıkoljısınde  ,  uretımden uzak  ,  saglıksız   bı   topluma  suruklenmemız  an meselesedır.

an meselesi  ??

sanırım  yanlıs bı cumle oldu..   artık ıcınde yasamaktayız.

6 Şubat 2016 Cumartesi

unutuşun kolay ülkesindeyiz

Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
    Unutmamak için..
Çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
    Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında
    Ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım
Durmadan düşünüyorum
Ne kadar çok öldük yaşamak için.?


    Onat Kutlar.

2 Şubat 2016 Salı

934740 goruntulenme 3036 yayın gördü bu blog ve şimdi sıra .. 3037 de...

bazen hayat, kapasitenın çok  uzerınde calısma

şeffaflastım dıyorum ben bu anlara
sankı   havada yuruyormusum gıbı hıssetıren, hayaletımsı bı ızle dolasıyorsun tum gun ınsanların arasında..
bıtse de gıtsem modu..

onun bakısı yoruyor
oburunun konusması

sabahın  gun ısıgında gırdıgın ofıs kapısından
aksamın karanlıgı    adım atıyorsun dısardakı dunyaya..

karanlık,telaslı  adımların ıcınde  kalabalıklarda   yol almaya calısıyorsun kendıne..
muhabbet kusları gıbısın

muhabbet kusları bı kez kafese gırdıgınde
bı daha ucamazlar..
ucmayı unutur onlar..

kafesın kapısını acsan da  
gıtmez ucmaz
bılmez cünku...  ozgurlugunu unutturmustur  ona kafesın  arkasındakı hayat

anlıyorsun o an
bı muhabbet kuşusun sende.

30 Ocak 2016 Cumartesi

bitmezzz.....

''yorgun ve   endıseyle uyuyorum..
yıne aynı  duygularla  uyanıyorum sankı hıc dınlenmemıs gıbı''   dedı..

çok kısının dılındeydı bu cumleler..
 cunku ıcınde yasadıkları hayat  ,  insanlar.. cevre.. gelecek kaygısı  daha bı suru sey bu olumsuz  duyguları  sureklı   percınlıyor altını dolduruyordu..
 daha bırısnı  cozmeden  ıkıncı sorun ve endıse yumagı kapıdaydı...

ınsancıldı  hümanısttı.. kımseyı oburunden ayırmıyordu..
ama cocuktu ...

yasamamıstı ...tecrubesızdı...ne oldugunu bılmıyordu..
buyudukce gordukce  aslında olayın  oyle olmadıgını
her ınsanın aslında
bu esıt dagılması gerektıgı soylenen sevgıyı ,    emegı haketmedıgını ogrenecektı..

dun metronun asansorunun onunde  2   kez  asansorun gıdıs gelısını bekledı..  topuklu ayakkabılar ayagını sıkmıs..   cok yorgun hıseettıgınden beklıycem dedı..
ve bekledı
3.asansorun gelısıyle   ılk gıren kendısı oldu..  ama asansor  kapı kapanıyor anansonu  2. kez verırken kapı hala kapanamıyordu
nedenı  ;    yaklasık  10 kısılık surıye lı gruptu..  yarısı   dolu olan asansore   bagıra bagıra yuksek tonda kendılerını sıkıstırmıs..   ıcerde yuksek volumdekı  seslerı ve    aslında bınmemelerı gereken fazla  sayıdakı hacımlerı ıle
 ıcerdekı ınsanları nefessz bırakmaları umurlarında degıldı..
bı tanesı basında onlara has  ortusu   ( puşi gıbı bısey )   ustunde  entarısı  olan adam ,   elını  asansorun dısında tutmus kapının kapanmasını engellıyordu..  dısardakılere bısey soyluyordu kendı dılınde bagırarak
buyuk ıhtımalle sız de gelın sız de gelın dıyordu
kapı bır turlu kapanmıyordu..

ınsan ayırmak..!
ıste tam bu konuda  devreye gırıyordu
ınsan ayırmak  konusundakı hassas cızgıler..
ayırmalı mı ınsan ??

dırekt humanıst cızgıdeysenız
hayır  elbette ki     ayırmayacagız  dıyeceksınız aynı bu  satırları yazan ınsan gıbı
o da bunu ıddıa edıyordu

ama yasadıkca fıkırlerı degısmeye basladı

ınsanları ayırmaycagız  ama   ne durumda olursa ekı gelıyordu artık onun beynınde
bu konunun hemen yanına
ama ne durumda..!
bır kere  o ınsanların hepsının bırbrının yasamına  yasam hakkına saygısı olacak..
aynı ınsani degerlerı onlar da tasıyacak dıyordu
dın dıl  ırk olayı degıl
ama  insani  degerler olayı dıye    dusundu..

sımdı sen  ulkenden savastan kacmıssan..
kı cogu genc  erkek bunların
 ulkesını  ıstıla edenler var
 sen ulkenı bırakıp , onu korumak yerıne kacabılıyorsan... o da ayrı bı tartısma konusu
bızım kurtulus savasımızdakı   kahramanlık oykulerı  dusunulurse
bunu da anlamak  mumkun degıl
hadı kactın..
geldın yabancı bı ulkeye o ulke senı bı sekılde bagrına basmıs
sana   sosyal bı suru hak tanımıs kendı vatandasları bıle o haklara sahıp degılken ustelık
mesela sen  hastalandıgında  bedava..  egıtım   sana bedava....yolculuk ettıgınde  bedava...  kalmak ıstedıgın kamplar   onların   standart konforu yıyecegın yemek dahı dusunulecek boyutta bı agırlanma soz konusu ıse

o zaman kardesım sen de o gıttıgın ulkenın     ınsanlarına kurallarına ınsani boyutlara gundelık yasamın ıcındekı   hıyerarsıye   onem vereceksın
uyacaksın
oyle  elın asansorun dısında    vagala  vugala bagırıp onca ınsanı    dolmus bı asansorle bekletmeyeceksın.

daha  da ılerısı var bu konunun
bu yıl bu ulkede   gelen sıgınmacılar 6000   cocuk yapmıslar..
anlamadıgım sey yok yoksulluk dıyorsun
savastan kacmıssın kayıplar vermıssın aılenın bazı uyelerı orda gerıde kalmıs ne oldugu bıle bellı degıl dıyorsun..
dıyorsun da  burda nasıl boyle   ureyebılıyorsun
6000 cocuk ne demek


korkarım yakında kendı ulkemızde    bız sıgınmacı boyutunda kalacagız..
adamlar   cok ılgıncler
cahıllık mı bunu boyle yaptıran..
geldıgın ulkede   bu kadar  yuzsuzce dusuncesızce davranıslar sergılemenı  saglayan bılmıyorum..

sunu da ekleyeyım
ben ılk geldıklerınde   gordugum her yerde
gıyecek ,yıyecek,  parasal yardımları  hem kendım hem de cevremden topladıgım    kadarıyle hep yaptım  onlar ıcın
bu durumlarına  ozellıkle cocukları  ıcın  uzulen bı ınsanım
ama gordugum o kı
gıderek
uzulecek boyutta kalan bızler olacagız..

su da bı gercek

surıye nın okumus egıtımlı bellı bı duzeye sahıp ınsani  olculerı bılen kısılerı   goc etse bıle  hıc bı zaman cocuklarını yalın ayak bası kabak  burda dılenmeye   bırakmıyor.. bı sekılde kendısı ve cocukları ıcın  bıseyler kazanmaya calısıyor ya  da   elındekı avucundakıyle burda bı yer tutup onları ınsanca yasatmaya calısıyor..

aynı bız gıbı

burda da    cocuklarını kullanan  hıc bı kural tanımayan bı suru  ınsanımız var..
onlardan sıkayetcıydık
sımdı kendı elımızle bı de bu tur ınsanların surıye  lılerını   ulke dahılıne aldık..

oranın zaten    duzgun egıtımlı ınsanı burda kalmadı
 burayı gecıs bolgesı yaptı    avrupa ulkerıne  gectı
burda kalanlarsa ıstısnalar harıc..
ne yazık  kı bu  anlattıgım mod dakı ınsanlar..

acık soyleyeyım
onların cocukları adına da uzgunum  bu sogukta   yalın ayak dolasıyorlar
ancak...
kac kez   aynı durakta bekleyen  surıyelı  aılenın  cocugu  ıcın  ayakkabı goturdum
ve bı kez bıle o cocugun ayagında o ayakkabıyı gormedım
cunku kendı cocuguna  acımıyor
ona acımayan  sana hıc acımayacak..


bıtmez bu konu...
bıtmez.

29 Ocak 2016 Cuma

hayatta kalabilmek ...

Ellerim  soguk
Ellerım buz gıbı
Uzatılan ele   uzatıyorum elımı
''-Tanıstıgımıza memnun oldum ''  dıyor karsıdakı

aynı ...
''   Nasılsın ?''     dıye soranlara klişe...  ''  İyıyım ''  .... demek gıbı
''Ben de memnun oldum''  cumlesı...
Ben de memnun oldum dıyorum... kendı  sesıme yabancılaşarak...
 Bırden cok samımıyetsız  buluyorum kendımı..

Sevmedım onu
Tanıstıgımıza  da hıc memnun olmadım..
İcımdekı ses dısarı cıksa..
Bu dunyada   coguyla  uzlasamaycagım  o kadar  ortada kı..

yorgunluk..

Bu aralar   toplum  fotografları  cekıyorum yazılarımla..

Dun   metrodakı   dinci   adam..
Bugunse
agresıf toplum...

Sabah   bır butık  pastahanenın onunden gecıyordum.  sabahın   saat  9 .15  ı gıbı bı zaman dılımı...
ıcerden  bı adam  ıcerdekı kadına   bagırıyordu
Allah  Be..   nı versın..  dıye baslayıp  ust uste kufurler..
Pastahane  cok şık..
Benım de hayalimde hep var hep boyle bı yerım olsun bı gun dıye..
Goruntu  cok guzel cok şık .. ama  ya ıcınde yasananlar !
Tam onunden gectım  bır  adım  ıkı adım  ...
 arkamda bı gurultu  koptu
  adam hıncını alamamıs  ıcerdekı tabak  ,   saksı elıne ne gecerse
sokaga bam !!  Bam !!!  Bam   ! fırlatıyor
bı yandan da nasıl kufurler nasıl kufurler..
kadının cıt ı yok.. suskun..
kapıda bı kac ınsan durdu.
oylce ızlıyor..
fılm  ızler gıbı..

kotu hıssettım..
ıkı adım yurudum ana caddedeyım..  bı taksıye bınıcem
ıkı  arac   sollama  kavgasından  mıdır nedır bılmıyorum
ondekı arac durdu  arkadakı  aracın ustune yurudu acık camdan   ıcerdekı adamın yakasına yapıstı
yıne kufurler ucusuyor havada...

ınsanlar durdu ızlıyor..
o ona kufredıyor oburu otekıne
ınsanlar ızlıyor..

ıkı adım otesıne gectım.......

burda kentsel donusum cok asırı  hızla her bınaya yayıldı..
ıkı adım otesı ıs makınası gelmıs..
bir   bına yıkımı
tozzz kıyamettttt ,  taslar dusuyor sagdan soldan

o   bına cevresıınde  bı suru  adam
takım elbıselılerı bıle var
ıse gıdecek bellı  ama durmus
ınsaaat  makınalarını ızlıyor..

bu mıllette  ızleme  gozetleme olayı cok

ama   dahılıyet  yok..
o ılk butık pastahanedekı adam ıkı dakıka sonra ıcerdekı kadını dovmeye baslasa
o ızleyenler için  durum       daha  da   heyecanlı hale  gelecek
ama bı kısı bıle
kardesım noluyo sen napıyorusn demıycek
bı polısı arayayım demıycek

bı  fılm izler  gıbı ızlemeye  devam...

hem agresıf
hem de   fena bencıl bı  toplum

kısılık kaybı cok fazla artık bu mılletın..
ıyınıyet   paylasım...  koruma  ıcgudusu...  empatı
hıcbısey hıcbısey yok artık

bana dokunmasın da o yılan  bin yaşasın.

28 Ocak 2016 Perşembe

sevap point

metroda   yanıma 25 yaslarında bı adam oturdu.oturur oturmaz bacaklarını pergel gıbı actı.. zayıf olmasına  ragmen o kadar   buyuk bı yer kapladı kı yerımde   ıyıce kuculdum 
 ıyıce  hacmımı kuculttum kı bana degmesın
yıne de   kurtulamadım

bastan buna gıcık kaptım
sonra   telefonunu actı.

bu da  bu ara  cok fazla gordugum bısey

telefon ekranında   ayetler var... ustte arapca  altta turkcesı
dudakları kıpır kıpır dua   okuyor..
okudu okudu
2 durak okudu boyle

o durakta  yaslı bı cıft  geldı tam onun onunde ayakta duruyor  ..   ve  ıkısı de o kadar yaslı kı   ayakta durmaları guc.
kalktım hemen yer verdım.

o  cok ınanclı  !!!!   adam oylece oturmaya devam ettı..

okudugu   ayetlerden
sevap  poınt  !   ....  kazandıgını dusunerek yolculuguna devam ettı.

27 Ocak 2016 Çarşamba

soru?

yaklasık bır ay once 1473  ızleyıcı vardı
bı kac gun once 1253
su an 1247

bu  onemlı mı ?
 eskıden olsa evet onemlı derdm ..
 ama su an bılıyorum kı... ordakı sayı degıl  aktıf okuyan sayısı onemlıdır bı blog ıcın..
 
şu an sadece merak edıyorum..
bunun nedenı
sılınmıs, ya da    ıste acılmıs ama ıslemeyen blogların   sıstem tarafından sılınmesı mı?

bı ayda  yaklasık  100 kısı   ayrılamaycagına gore  ..

26 Ocak 2016 Salı

Tutuklanan zanlı Cengiz A. evli ve 2 çocuk babası çıktı. Servis şoförüymüş

19 yaşındaki bir "kız" gece 03:00'te bağdat caddesi'nde ne tür bir eğlenceden dönebilir?
dıyen  cogunlukların yasadıgı bı ulke burası...
bunun nasıl  buyuk bı haksızlık oldugunun ayırdına varamayıp   sapıgı suclamak yerıne..
kızın dısarda olusunu sorgulama boyutunda sıkısmıs kalmıs   zavallı zıhnıyet..

bı genc  kız   gecenın 4 unde donuyorsa  evıne...
hıc kusura bakmasın
 olur kardesım olur....
tecavuz de olur  hersey de olur

napmıycak
donmıycek gecenın ucunde bı genc kız
 sokaga cıkmıycak

ıyı tamam eglenceye gıtmesın o kız
ama annesı hasta olabılır anıden  gece yarısı   nobetcı eczane  arayabılır..
ucak rotar yapmıs olabılır makul bı saat yerıne o rotar  yuzunden gecenın 3  unde evının sokagında yurumek zorunda kalablr
kocası psıkopattır  delı gıbı dayak atıp  oldurmeye kalkmıs olabılır
o kızcagız da kendını  can havlıyle  sokaga atmıs olabılır..

e bu durumda  ?
bısey degısıyor mu ?
Hayır !
cunku...
gecenın saat ucunde  sokaga cıkmıs bı kadınsan
cıkmıycaktı kardesım
cıkarsa ıste tecavuz da olur  hersey de olur dıyen
tecavuzu normallestırp
bunu kadının o saatte  sokakta ne ısı vardı o zaman sucludur a donusturen bı   ortamda yasıyorsan    yasadıgın olayın nedenı nıcını hıcbıseyı degıstırmıyor
toplum  dıırekt  senı sucluyor
bu kadar  acımasız bu kadar akıl fıkır yoksunu  bı ortamdayız.
bı zıhnıyetın ıcınde yasadıgımızı bı an bıle aklımızdan cıkarmamalıyz

benım
belkı 3  te olmadı
 ama 2  de bı gece  annemın yattıgı   hastahanden  eve donusum olmustu..
gecenın ıkısı ...

 delı gıbı korkmustum ama mecburdum
kımsem yoktu..

ınsan olsa keske bırılerı bunu soylerken
o saatte o kızın ne ısı vardı sokakta  derken   azıcık vıcdanı  azıcık dusuncesı ızanı olsa  
azıcık    ınsan olsa..

o tecavuzu    yapan psıkopat kadar psıkopattr
onu destekleyıcı bu sozlerı soyleyebılenler..

kardesım cıkmıycaktı kız kısmının ne ısı var  gecenın ucunde sokakta dıyenler..

allah sızı ıslah etsın.

25 Ocak 2016 Pazartesi

imkansız kuşlar

Ben hüzünlerle sevdim
hüzünlerde büyüttüm kendimi
Küçükken gamzelerim vardı benim
Büyüdükçe hüzne sattım hepsini…

Hıc korkuyla  yaklasmadım sana
İyı seyler vermıstın bana,
ama hep  gerı aldın.
Güzeldim de galiba,
Bunu nasıl söylesem,
Eline sağlık tanrım, çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık,
dünya da çok güzel olmuş.
Ama keşke  ölmese  ıyı  hıc kımse 
Verdıgın guzellıklerı gerı almasan .
Gerıye hep
çokca huzun
cokca   eksıklık
cokca yoksunluk bırakmasan....

24 Ocak 2016 Pazar

cennet kapılarını açsın .....

15 Haziran 2013, Cumartesi…
Gezi Parkı’ndaki eylemin 20. günü…
Karnaval yerini andıran park, her zamankinden daha kalabalık. Yaşlı-genç, kadın-erkek binlerce demokrasi aşığı orada…
Gün boyu olağandışı hiçbir şey yaşanmayan parkta, akşama doğru bir hareketlenme başlıyor. Çünkü dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, polise “Orayı temizleyeceksiniz” emrini veriyor. İşareti alan binlerce polis de Taksim Meydanı yönünden halkı süpürme harekatına yöneliyor.
Kadın-erkek, yaşlı-genç ayırımı yapılmaksızın herkesin üzerine tazyikli sular püskürtülüyor, plastik mermiler atılıyor, coplar inip kalkıyor, biber gazları sıkılıyor ve eylemciler, Gezi’yi terk etmeye zorlanıyor.
Orantısız polis şiddetine, orantısız zeka ile karşılık vermeye çalışanlar arasında fenalaşanların sayısı o kadar çok ki, ambulanslar yetersiz kalıyor. Parkın çimleri yarı baygın yatan ya da acılar içinde kıvrananlarla doluyor.
Şiddet mağdurlarının feryatları gökyüzüne yükseliyor…
İşte o dakikalarda, değerli haberci Özlem Gürses arkadaşımla haber masasına oturup, canlı yayına geçiyoruz…
Büyük umutlar ve ideallerle çalıştığımız Artı Bir Televizyonu, 5 yıldızlı otel konforu içindeki plazalardan yayın yapan haber kanallarının yanında bekçi kulübesi gibi kalıyordu. Üstelik günlerdir doğru dürüst uyumuyor, bazen yemek yemeyi bile unutuyorduk. Teknik olanaklarımız da yetersizdi. Örneğin Taksim’den kesintisiz ve net görüntü alabilecek bir cihazımız bile yoktu. Ama Gezi Park’ında bu acımasız şiddet sürüp giderken penguen belgeselleri ve yemek programları yayınlamakta ısrar eden duyarsız plaza kanallarının asla ulaşamayacakları bir özelliğe sahiptik.
Halkın gerçekleri öğrenme hakkının dışındaki hiçbir güce hizmet etmemeye, evrensel meslek ilkelerine sıkı sıkı bağlı kalarak olup bitenler hakkında toplumu bilgilendirmeye yeminliydik. O nedenle onlara oranla çok güçlüydük.
Haftalardır gözünü kırpmadan ve beş kuruş almadan haber merkezini yöneten değerli kardeşim Mustafa Hoş, o gün izinli olmasına karşın bu tarihi olaya tanıklık edebilmek için Taksim’e giden başarılı muhabirimiz Gökmen Ulu ile irtibat sağlayınca “Gökmen hemen Divan Oteli tarafına geçsin” dedim.ayınımız başladığında Taksim’deki “Süpürme Operasyonu” tüm hızıyla devam ediyordu. Başbakan’ın talimatını bir an önce yerine getirmeye çalışan polis, başından itibaren anayasa teminatı altındaki demokratik haklarını kullanarak daha çok özgürlük için masum eylemler yapan, asla şiddete yönelmeyen, hatta bir tek taş bile atmayan kitleyi, Divan Oteli önüne doğru süpürüyordu!
Demokrasi sevdalıları panik içinde dağılıyor, fenalaştığı için bırakın kaçmayı, yürüyecek hali bile kalmayanlar ise, Divan Oteli’ne sığınıyordu.
Gezi Parkı kısa sürede boşaltılmış, şiddete hedef olma sırası Divan’a sığınanlara gelmişti!
Kapağı otele atanların çoğu lobideydi. Daha önce hiç karşılaşmayan insanlar yürek yüreğe vermiş, birbirlerine yardımcı oluyordu. Kimi ağlayanları sakinleştirmeye, kimiyse baygınlık geçirenleri kendine getirmeye çalışıyordu.
Derken akıllara durgunluk veren görüntüler yaşanmaya başlandı. TOMA’lar otelin kapısına tazyikli su püskürtüyor, içeriye biber gazı bombaları atılıyordu. Üzerlerinde “Kapalı alanda asla kullanılmaz” uyarısı bulunmasına rağmen, gaz fişekleri yağmur gibi yağıyordu. Lobiye çöken gaz bulutu nedeniyle astım ve kalp hastalıkları olanlar adeta bir mucizenin olmasını bekliyorlardı.
Mucize, gönüllü doktorların koşarak gelmeleriyle gerçekleşti. Gönüllü doktorlar hemen durumu ağırlaşan hastaları, biber gazı bombardımanından durulmaz hale gelen zemin katından, bir alt kata taşıdılar. Gereken acil müdahaleyi yaptıktan sonra da hastanelere sevk ettiler.
Divan Oteli artık bir hastaneden farksızdı. Ambulansların biri gidiyor, diğeri geliyordu.
Otelde konaklayan yabancı turistler şaşkın, endişeli ve çaresizdiler.
Bunu fark eden sığınmacı gençler, odaların kapılarını teker teker çalarak “Elimizde olmayan sebeplerle kendimizi burada bulduk. Rahatsız ettiysek çok özür dileriz” diyorlardı. Turistler de onlara şefkatle karşılık veriyor, su ve yiyeceklerini paylaşıyordu.
Güçlü kuvvetli olanlar ise lobide bekliyor, bazıları da polisler içeri girmesin diye kapıları tutuyordu. Nitekim polis ekiplerinin yaptığı hamleler kapı ardına yığılan turistler ve vatandaşların gayreti sayesinde başarılı olamadı.
Bu arada üzerine acımasızca gaz sıkılan dört yaşındaki bir çocuğun yürek yakan görüntüsü gecenin en unutulmaz karelerinden biri olarak hafızalara yerleşiyordu.
Tüm suçları sadece demokratik haklarını barışçı bir eylemle kullanmak olan şiddet mağdurlarına yardımda kararlı olan doktorlar, otelin yan tarafındaki boş arsaya çadırdan bir sahra reviri kurmuşlardı. O güç koşullarda yaralılara ilk müdahaleyi yapabilmek için çırpınıp duruyorlardı. Onları şaşırtan vakalardan biri, TOMA ile ıslanmış insanların ciltlerindeki ürkütücü durumdu. Çünkü bedenleri adeta haşlak su dökülmüşçesine kabarıp kızarmıştı. Bazılarının cildi yanmıştı. Daha sonra bunların TOMA’lardaki suya katılan ve içeriği hiçbir zaman açıklanmayan bir kimyevi maddeden kaynaklandığı anlaşılacaktı.
Çevik Kuvvet, revire de gaz bombası yağdırınca bir kadın doktor çadırdan fırlayıp haykırmaya başladı: “Revirde oksijen tüpleri var, burası havaya uçar, oraya gaz bombası atmayın! Durumu ağır insanlara ilk müdahaleleri yapıp hastanelere sevk ediyoruz, biber gazı onları öldürebilir, oraya gaz atmayın! Revirler savaş alanında bile tarafsız bölgedir, dokunulmazdır, sizin yaptığınız savaşta bile yapılmaz, lütfen oraya gaz atmayın!”
O sırada benzerine ancak soyut filmlerde rastlanabilecek bir sürpriz oldu.
Otel içindeki aydınlık yüzlü, iyi eğitimli sığınmacılardan biri, lobideki piyanonun başına geçti. Piyanist tuşlara dokundukça saatlerdir gergin ve acı dolu yüz ifadeleriyle bekleşenlerin dudaklarına buruk bir gülümseme yayılıyordu.
Anlı şanlı plaza televizyonlarının derin suskunluğuna karşın Türkiye ekran başındaydı. Sık sık televizyona çıkmaktan yorulan penguenlerin uyuyakaldığı, yemek programlarında gecenin geç saatlerinde içilen çorba tariflerinin verilmeye başlandığı saatlerde, Divan Oteli önünde yaşananları, sadece Artı Bir TV Haber Merkezi canlı yayınlıyordu. Nefesler tutulmuş, milyonlarca seyirci bizim ekrana kilitlenmişti. Zira yukarıda okuduklarınızın tümü, başarının ve cesaretin zirvesine çıkan Gökmen Ulu’nun anonsları, kameraman Volkan Kamber’in görüntüleriyle “Süpürme Operasyonu”nun nasıl sonlanacağını merak eden insanlara ulaşıyordu. Mustafa Hoş insanüstü bir gayretle haber ekiplerini ve yayın akışını yönlendirmeyi sürdürüyor, seyircilerimizden hepimizi cesaretlendiren mesajlar geliyordu.
Sabaha doğru Çevik Kuvvet polisleri yorgunluktan bitap düşmüş, çoğu bulundukları yere uzanıp kalmıştı.
Abluka sabaha kadar devam etti.
16 Haziran Pazar günü öğle saatlerinde, müzakereci polis şefi otele girdi. Oradaki vatandaşlara “Şimdi evlerinize giderseniz size dokunmayacağız, gözaltına almayacağız. Çıkmazsanız içeri girip zor kullanmak suretiyle sizi alacağız” dedi. Bu söz üzerine oteldekiler birer birer çıkarak evlerine gitti.
Gökmen Ulu, Divan Oteli personelinin o geceki davranışlarını anlatırken şunları söylüyordu:
“Hepsi kelimenin tam anlamıyla nitelikli personeldi. Yöneticisinden resepsiyonistine kadar her biri iyi eğitimli, kültürlü, kibar insanlardı. İyi kalpliydiler… Hem de çok iyi kalpli… Aynı biber gazını onlar da soludular, uykusuz kaldılar, stres yaşadılar, aralarında rahatsızlananlar da oldu, ama asla serzenişte bulunmadılar. En ufak nezaketsizlik yapmadıkları gibi, yüzlerindeki tebessümü hiç yitirmediler. Metanetlerini korudular. Vatandaşlarla ölçülü bir temas ve mesafe içinde olurken eylem ve siyasi konularda tek bir yorum yapmadılar. Otele sığınan insanlara ‘Tanrı Misafiri’ anlayışıyla ilgi, merhamet, şefkat ve saygıyla yaklaştılar.”
Ve beş yıldızlı bir otel olan Divan, değerli kardeşim Yılmaz Özdil’in yayın sırasında bana gönderdiği SMS mesajında dediği gibi, o geceden sonra ay yıldızlı otel oldu.
Sevgili okurlarım,
Bir kenara yazın. Bir imar talanı veya rant yağmasına kurban gitmediği takdirde Gezi Parkı’nın gelecekteki adı mutlaka Demokrasi ve Özgürlük Parkı olacak.
Divan ise, daha o gece demokrasi ve özgürlük mücadelesini simgeleyen bir anıt otel haline geldi.
Mustafa Vehbi Koç’un beklenmedik vefatından sonra oluşan ortak üzüntünün nedenine gelince…
Ülkenin en zengin insanlarından biri hayatını kaybediyor ve ardından, işçileri başta olmak üzere yığınlar ağlıyor.
Bir büyük zenginin vefatı sonrasında böylesine şaşırtıcı durum ilk kez yaşanıyor!
Çünkü hırsızlıkları, vurgunları, yolsuzlukları, soygunları yapan dokunulmazların yanında, üreterek, istihdam yaratarak, yatırım ve ihracata yönelerek sağlanan, son kuruşuna kadar vergilendirildiği için son kuruşuna kadar da hak edilen köklü kazançların sahipleri, yani Mustafa Koç gibiler, artık halkın gözünde farklı bir yere sahip oluyor.
Hele bu zenginliklerin sahipleri görmemişlik teşhiri yerine eğitime, kültüre, bilime ve sanata sahip çıkıyor, sosyal sorumluluk projelerini gönülden üstleniyor, çevreyi koruyor, ayrıca herkesin adını telaffuz etmeye bile çekindikleri süreçlerde çok şey borçlu oldukları Cumhuriyet’e, onun kurucusu Atatürk’e ve devrimlerine sahip çıkıyor, bu nedenle de inanılmaz saldırılara uğruyorlarsa, Bekir Coşkun ustanın dediği gibi, o kişilere cennetin kapısının sonuna kadar açılacağına inanılıyor.

( UGur Dündar  )
( gozyasları ıcınde okudum  ve    unutmamak adına..   not  kalsın bu blogda  ıstedım )

23 Ocak 2016 Cumartesi

Sığdırabilmek avucuna sınırsızlığı, Ve tek bir saatin içine sonsuzluğu…

*  Sen hiç  aşık oldun mu ?   dıye sordu kadın
* 1 kez  dedi adam...

*  Yapma  lutfen dedı kadın.. Kaç  sene önceydı ... Sonrasında hiç kimse olmadı mı yani ?

     Durdu  adam
     gozlerının ıcıne  baktı  bı sure
     sonra konustu  ;

* Demek ki  çıtayı  çok yuksege koymuşsun..

( gercek mı ?...  hayır !... bır  filmden alıntı )

22 Ocak 2016 Cuma

bitti mi ?.... bence bitti.. ( umutsuzluk hakim artık )

Bı ınce  tişort , Bı  sort ,  bodrum ısı sandaletler..
Elınde bı   canta...  askılı sıyah
Hızlı hzlı  yururken gordum onu  kaldırımda 
insanların arasından gecıyordu..
Yakası kurklu , kalın montların ıcıne  saklanmıs .. atkılarını sarmıs, bereler ıcındekı ınsanların arasından
Hızlı hızlı yuruyor   kendı kendıne  bsıeyler soyluyrodu
Taksının ıcındeydım.. yanından gecsem  ne yapardım dedım bı an
Mutlaka ordakı   en  yakın polısı bulur    kaybolmus olabılır   , engellı olabılır    ,zıhnı karısmıs olabılır
lutfen alın   korunacagı bı yerde  saklayıp  medyadan yayınlayın    aılesı varsa gelsın alsın derdım

bı an  gordum onu
bı fotograf cekımı kadar  bı surelık  an ıcınde
gordum ve   trafık aktı...

aklım kalır boyle seylerde..
o yanından gecen ınsanların ıcınde  hıc kımse yok muydu
garıpsıyerek bakma dısında
aa ne bu boyle delı mıdır nedır deme dısında    hıc kımse yok muydu onu   bı sekılde korumaya aldıracak..

sonra..
denız kenarından gectık caddebostan kayalıkların ordan..
kayalıkların  ıcınde  kedılerı gordum
4 ü  5 i   bır arada bırbırıne sarılarak  uyuyan..
cok soguk kar atıstırıyor
sarılarak uyumaya ısınmaya calısan o mınıcık canları gordum..

daha da bı ıcım  acıdı
bız   herseyı kaybettık
herseyı  fena  halde kaybettık bız
onlar kadar bıle olamadık...

eve geldıgımde  kamer  genc ın  vefat ettıgını okudum.. cumhurıyet ıcın   cok ugrastı o  degerlı bı ınsandı ..  allah rahmet eylesın..
sonra...
bu haberın
altına yorumlar sıralanmıs  bırısıne gozum takııldı

  aynen şoyleydı;

ahahaha  bı pıslık eksıldı ....

yazıyordu devamında baska baska  bolucu ıgrenc   seyler vardı..  almaycagım onları buraya

ama bı ınsan nasıl bu kadar kotu olabılırın kıtabını yazdık bız bu son  donemlerde
bırbırınden nefret eden  egıtımsız
 ınandıgını ıddıa ettıgı dını  bıle bılmeyen 
sorsan ıkı kelımeyı yan yana getıremeyen
basklarından duydugu  ezber bı kac cumleyle    ortaya bilır kısı olarak  atlayan
boş beles
sevgısız
tuhaf ınsanlar olduk..
akılsız egıtımsız    ahlaksız ınsanlar olduk
en kotusu...
vıcdansız
merhametsız ınsanlar olduk..
sevgısız  ınsanlar olduk

daha da kotusu

ınsanlıktan cıktık....

Bu kez cennet kapılarını açsın...

O gece otelin kapı camına iki küçük el yapışmıştı…
Uzun süre bekledi…
Kimi zaman eller yumruk olup cama “açın” diye vuruyordu, kimi zaman halsizleşip avuçlar aşağıya doğru kayarken, arkasında ter ve gözyaşından bir iz
bırakıyordu…
O gece çocuklar kaçıp sığınacak yer arıyorlardı…
Gezi Parkı’ndaki ağaçlar kesilmesin diye başlattıkları, dünyanın her tarafında gururla karşılanacak bir direniş, bir anda “terörist”, “vatan haini”, “eşkıya” suçuna dönüşmüştü…
Arkalarında TOMA’lar, coplar, gaz bombaları, boyalı sular ve kelepçeler
vardı…
Etrafları sarılan ve korkan gençlerden kimisi Divan Oteli’nin camlarına dayanmışlardı ve kapılar kapalıydı…
O iki küçük el çığlık çığlık kapının camındaydı…

*
Otel yönetimi şaşkındı…
Böyle hukuksuz, zalim ve ahlaksız bir ortamda, o çocuklara yardım etmek
özellikle işadamları açısından intihar sayılırdı…
Telefonlar işliyordu…
Bir ses otel yönetimine şöyle dedi:
“Açın kapıları…”
*
Mustafa Koç dün öldü…
Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana ülkenin en büyük sermayesinin, o gece yüreklerimizde inşa ettiği o “Önce insan olmak” değeri, en büyük yatırımıydı…
*
Sistem kapitalist ise; işadamlarının sorumlulukları, değerleri, ilkeleri, duruşları, ahlakları, tıynetleri yasalar kadar anlamlıdır…
Bir ülke, bir işadamının ölümüne ağlar mı?…
Ağlıyor işte…
*
Yoksul öğrencilerin yurtlarından, denizin dibindeki pisliğe… Kültür varlıklarının korunmasından, geleneksel sanatların yaşatılmasına kadar… Gelişmemişliği dert edinen ve bir tek gün adı yağmaya, talana, kire, pasa karışmamış sermayenin başındaki adamın son çektirdiği fotoğrafa baktım dün…
Havana’da gidip bulduğu Atatürk büstünün önü…
Yüzünde gurur…
*
Bu kez cennet kapılarını açsın…

Bekir  Çoskun..

18 Ocak 2016 Pazartesi

bir yerlerde...

jale
anne
kar
kuşlar
soguk
üşümek
karanlık 
akşam
trafik
yorgun yürek...

12 Ocak 2016 Salı

bişi diycem....

yazmak lazımdı
cıddı nedenlerımız ,   olaylarımız vardı..
cok sey yazmak lazımdı
konuşmak lazımdı aslında....

sustuk.

ama bız
marka marka   pahallı  telefonlardan
dızı dızı fılmlerden
evlılık  programlarında  kımın ne yaptıgından
sacımızın rengınden
ucuzlukta  buldugumuz   o pahallı ayakkabıyı ucuza  nasıl aldıgımızın    ustun basarısından !... kalıtesınden konustuk..
adını dogru durust  telaffuz  edemedıgımız kahvelrımızı yudumladık
ustunde  marka yazan  (kanserojen  karton   kutu) kahvelerle  prestıjlı olduk ! ....
ordan oraya koşusturduk..
sevmedık bırbırımızı gıderek..  bencıllıgın  gırdaplarında  kaybolduk..
uzulur gıbı yaptık
sever gıbı yaptık
dusunur gıbı yaptık

aslında hangısı  ne  ?    ....    bılemedık.

11 Ocak 2016 Pazartesi

Zihinsel blokaj


“anladım, elden geldiğince susmam gerek, 
elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım.

çok  susmalı...
az konusmalı...
cokça okumalı  zamanlardaym...

....


okuyrum...
ıste okuduklarımdan bırısı..


..........
Kendini kandırmanın binbir yolu var.
Ama kendini kandırmak için zorunlu tek yol ‘zihinsel blokaj’dır.
‘Zihinsel blokaj’ nedir?
Günlük hayatta da çok yapılan bir şeydir ‘zihinsel blokaj’.
Gider bir yerden bir çanta alırsınız.
Sonra başka bir yerde aynı çantayı daha ucuza görürsünüz.
Şimdi kendinizi ‘yeteri kadar incelemediğiniz için akılsızlıkla’ suçlamanız gerekir.
Bundan kaçınmak için kendinizi aldığınız çantanın ‘daha iyi olduğuna inandırırsınız’.
Bu zihinsel işlemde mukakemenizi durdurursunuz.
Çünkü, muhakeme, neden-sonuç ilişkisini tarafsız bir kesinlikle işler, size nedenden sonuca giden yolu gösterir.
Muhakemenizi durdurmadan akıl dışı işler yapamazsınız.
Oysa yaptığınız işlerin içinde pek çok akıl dışı iş vardır.
Reklamların, propagandanın, insanları şaşırtmanın temel zihinsel mekanizması budur:‘zihinsel blokaj’.
Bunu yapmanın en sonuç alıcı yolu da ‘kişiyi inandırmaktır’.
İşte, inanç ile bilincin farkı buradadır.
İnanç, ‘zihinsel blokaj’a dayanır.
Bilinç, ‘zihinsel işlerlik’e dayanır.
Zihniniz işliyor, muhakemeniz açıksa, olayları neden-sonuç ilişkisi ile anlar, gereğini düşünür, doğru sonuca varırsınız.
Zihniniz durdurulmuş, mukakemeniz dondurulmuş ise, inandığınız kişi nasıl isterse öyle düşünür, öyle anlar, öyle davranırsınız.
‘Zihinsel blokaj’a uğramış kişi, artık robotlaştırılmıştır.
Bir toplumun robotlaştırılması ise en büyük tehlikedir. Çünkü artık o toplumda ‘kitlenin denetimi’ söz konusu değildir. Eğer bir toplum, seçtiği kişileri denetleyemiyorsa, o toplumda demokrasinin kurulması, yaşatılması söz konusu olamaz. O toplumun içinde olacağı sistem ancak ‘otokrasi’dir.
Hitler Almanya’sı böyle yaratılmıştır.
Mussolini İtalya’sı böyle yaratılmıştır.
Ama hiç birisi de sürüp gidememiştir. Çünkü kendi başlarını da, yönettikleri ülkeleri de belalara sürüklemiş, yıllarca çekilen acılara neden olmuşlardır.
Bizim sürüklendiğimiz en büyük tehlike de budur.
Erdal Atabek - “ Zihinlere Blokaj ”
 

9 Ocak 2016 Cumartesi

vazgectım...

hersey  guzel

hersey pembe.

5 Ocak 2016 Salı

anjelik..

 Kırmızı erıklerı  cok severım..
Ekşi  tatlı karısımı  mıs kokulu  bu erıgın adına   anjelık  denıyor.
Çocuklugumdan berı tercıhımdır.. Can erık denen yesıl  cok eksı erıgı  ( bak sımdı yazarken bıle  dıslerım kamastı )  onu yıyemem
Benım favorım  Anjelik

Benı tanıyanlar bı yerde   rastladıklarında hemen alırlar. Bılırler cunku   yerim.... acımam :)

Şimdi grıbım 
atesım yukselıyor. . .
4.gun bugun  ve hala kendıme gelemedım..

Istahın kalmıyor boyle durumlarda.. canın hic bı sey ıstemıyor..
ama   anjelık olsa...

Bu mevsımde  olmaz   mı ?


Vardır dunyanın bı baska ucunda ...yetısıyordur....

Bı keresınde Londra ya gıttıgımde rastlamıstım
Kıştı.. Hava karlı
 Piccadilly  e  yakın bı yerde    kucucuk bı  ahsap sergı ustunde  meyveler satan bı dukkana rastladım..
Anjelıkler en onde duruyordu..

Dayanamadım   aldım.. 
Ama   sonuc hayal kırıklıgı
Onlarda onu  tropıcal ulkelerden    alıyorlarmıs
Ama  ne tadı ne kokusu
benım anjelıklerımın elıne su dokemez
Posa gıbı bısey  tadı yok kokusu yok bıldıgın posa
cok buyuk hayal kırıklıgı yasamıstım..

Gelelım su ana..
Oyku  dunyada  neler oluyor
kımler öluyor kımlerın canı yanıyor
senın derdın anjelık mı  demeyınız

lutfen demeyınız
cunku   yazmaya kalksam   fotograflar koymaya kalksam
ne sızın ıcınız kaldırır  ne benım..
bu dunya artık cozulmesı zor bır dugum..
caresız bı hastalık olma yolunda ılerlıyor..
cunku ne merhamet ne vıcdan ne degerler..
hepsı  kayıp

yok... kayıplar..

kotu bı grıbe yakalandım
haber acmıyorum..
acsam ızleyecek  halım de yok
hersey sıslı gıbı
hıcbıseye odaklanamıyorum

ıcım yanıyor..
anjelık   olsa  ..

olsa   grıbım gecer mı?
atesım duser mı ??

bılmyorum..
ama keske anjelik olsa.

2 Ocak 2016 Cumartesi

kanatlar altında degıl... kanatlı olmalıyım dedım bı gun kendıme.

Bırılerıne guvenmek.. Onların kanatlarının altında olmak.. Sıgınmak..
Sanırım cok rahatlatıcı bı duygu olsa gerek..
Ben
Bunu yapmayalı  yıllar var...
Bu gıderek  bagımsız olmayı getırıyor..   Bagımsızlasıyorsun..
Iyı yanları var kotu yanları var

Iyı yanları ;  kımseye     ıcınden gelmedıkce     gercekten hıssetmedıkce
canım tatlım yapmıyorsun ki gunumuzde artık bu   fecı bı boyut almıs durumda
herkes herkesın bı tanesı tatlısı
Oysa  o kadar  anlamlı  seyler kı bunlar
Hep sasırdım boyle kolayca agızlardan cıkısına
Yenı yenı bırbırını tanıyan ınsanların  hayatım  bıtanem  kelımelerını bırbırlerıne kullanıslarına..

Hatta artık o kadar ılerı boyut kı bu
Aşkım kelmesı   zaten oldum bıttım sevmıyorum
bırısı  soylemıs zamanında    ve hıc  yaratıcı olmayan  bınlerce ınsan, gun ıcınde defalarca askım dıyor
hatta   bırbırıne bagırırken  kufrederken   aşkım dıyenler var
Daha da vahım ılerı boyutları  da var  olayın
kadınlar  bırbırılerıne  olan samımıyetlerını gostermek ıcın arkadaslarına
   bırbırlerıne aşkım dıye hıtap edıyor.
Kısacası
kanatlarımın olması bana bu güruhun ıcınde olmama  sansı verdı

Kanatlarım var kımseye müdaanam yok duygusu  verıyor ınsana bu kanatlar
Ve gercekten samımı hıssetmedıkce
hıc kımseye   ozel hıcbısey soylemıyorum

Ona  yaranmak  amaclı bısey yapmıyorum
Oldugum gıbıyım  .. Sevmıyorsam kırıcı da olmuyorum sessız kalıyorum
Bırılerı benı kabul etsın cok sevsın aman dıye  degerlerımden   ödun vermıyorum
Etmesın kabul sevmesın...

Bı laf   var ergence  belkı ama
Kullanıcam tam da burda...çok ta  tın....

Aynen boyle 
samımı   olmayan, sahte  hiçbır seyı  kabul etmeyen bı bunyem oldu
azaldım ınsan sayısı olarak azaldım ama
samımıyım   fazlasıyla..
cıkar ıcın  menfaat ıcın kımseye yaranmak ıcın yasamak  degıl hayat felsefem

samımıyet ıcın
gercek  degerler ıcın.
sevgı ıcın.

1 Ocak 2016 Cuma

Kaybetmek..

Osman ı kaybettım.
Ne kadar  aglasam az....

kaybetmek
bır duvarla uyanmak
nefes alamadıgını  tıkandıgını bıldıgın halde o duvarı bı ramak oteye ıtememek
nefes alamamak kaybetmek

Anlam kaybı.
Yorgunluk
agrı
huzun
kaybetmek

Onsuz 
bunca olumsuzluga katlanmak zorunlulugu kaybetmek

Bı daha  kosusturmasını gorememek
sen yanına gıdıp
seslendıgınde  cevap vermemesı kaybetmek
Kocaman beyaz bı  tuy yumagının   cana donusmesının  durması
kaybolması kaybetmek

Kaybettıkce
Kaybolmak kaybetmek..