11 Ocak 2016 Pazartesi

Zihinsel blokaj


“anladım, elden geldiğince susmam gerek, 
elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım.

çok  susmalı...
az konusmalı...
cokça okumalı  zamanlardaym...

....


okuyrum...
ıste okuduklarımdan bırısı..


..........
Kendini kandırmanın binbir yolu var.
Ama kendini kandırmak için zorunlu tek yol ‘zihinsel blokaj’dır.
‘Zihinsel blokaj’ nedir?
Günlük hayatta da çok yapılan bir şeydir ‘zihinsel blokaj’.
Gider bir yerden bir çanta alırsınız.
Sonra başka bir yerde aynı çantayı daha ucuza görürsünüz.
Şimdi kendinizi ‘yeteri kadar incelemediğiniz için akılsızlıkla’ suçlamanız gerekir.
Bundan kaçınmak için kendinizi aldığınız çantanın ‘daha iyi olduğuna inandırırsınız’.
Bu zihinsel işlemde mukakemenizi durdurursunuz.
Çünkü, muhakeme, neden-sonuç ilişkisini tarafsız bir kesinlikle işler, size nedenden sonuca giden yolu gösterir.
Muhakemenizi durdurmadan akıl dışı işler yapamazsınız.
Oysa yaptığınız işlerin içinde pek çok akıl dışı iş vardır.
Reklamların, propagandanın, insanları şaşırtmanın temel zihinsel mekanizması budur:‘zihinsel blokaj’.
Bunu yapmanın en sonuç alıcı yolu da ‘kişiyi inandırmaktır’.
İşte, inanç ile bilincin farkı buradadır.
İnanç, ‘zihinsel blokaj’a dayanır.
Bilinç, ‘zihinsel işlerlik’e dayanır.
Zihniniz işliyor, muhakemeniz açıksa, olayları neden-sonuç ilişkisi ile anlar, gereğini düşünür, doğru sonuca varırsınız.
Zihniniz durdurulmuş, mukakemeniz dondurulmuş ise, inandığınız kişi nasıl isterse öyle düşünür, öyle anlar, öyle davranırsınız.
‘Zihinsel blokaj’a uğramış kişi, artık robotlaştırılmıştır.
Bir toplumun robotlaştırılması ise en büyük tehlikedir. Çünkü artık o toplumda ‘kitlenin denetimi’ söz konusu değildir. Eğer bir toplum, seçtiği kişileri denetleyemiyorsa, o toplumda demokrasinin kurulması, yaşatılması söz konusu olamaz. O toplumun içinde olacağı sistem ancak ‘otokrasi’dir.
Hitler Almanya’sı böyle yaratılmıştır.
Mussolini İtalya’sı böyle yaratılmıştır.
Ama hiç birisi de sürüp gidememiştir. Çünkü kendi başlarını da, yönettikleri ülkeleri de belalara sürüklemiş, yıllarca çekilen acılara neden olmuşlardır.
Bizim sürüklendiğimiz en büyük tehlike de budur.
Erdal Atabek - “ Zihinlere Blokaj ”
 

6 yorum:

Profösör dedi ki...

Esas olan bilinçli toplum olarak yaşamaktır. Halife Ömer halkına "Ben yoldan saparsam siz ne yaparsınız" sorusuna orada bulunan cemaat "Kılıcımızla seni düzeltiriz Ya Ömer!.." şeklinde cevap vermişlerdir.

Unknown dedi ki...

“anladım, elden geldiğince susmam gerek,
elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım." şu günlerde sürekli tekrarladığım bu cümleyi okuyunca gözlerim doldu resmen... lodos mu vurdu nedir :(

sevgiler

öykü dedi ki...

pröfösör

haklısınız..

hata yapan kımse haksızlık yapan kımse
kotuluk yapan kımse
cezasız kalmamalı

öykü dedi ki...

pınar...

anlasıldıgımı bılmek mutlu ettı..

aynı hıslerdeyım.

Adsız dedi ki...

Belki çoğu zaman susmak da bir haykırma biçimidir. Belki doğrudur belki de yanlıştır. Belki de bazen ''Aslında sen susmuyorsun, sesin de kısık değil sadece etrafta çok gürültü var!'' Belki.

öykü dedi ki...

belkı hepsı GOkturk

belkı de hepsı....