30 Kasım 2008 Pazar

Yazı başlıgı yok



Hayatımda beni en çok etkileyen karelerden bir tanesı..
Öyküsü cok acı..
1994'te fotoğraf dalında Pulitzer ödülü kazanan Kevin Carter`ın çektiği fotoğraf, zayıflıktan ölmek üzere olan siyah küçük kız çocuğu ile yakınında tüneyen akbabayı yansıtmaktadır. Kızın, birkaç kilometre ilerdeki Birleşmiş Milletler yardım kampına gitmek istediği sanılmaktadır. Bu ânı fotoğrafladıktan sonra akbaba kaçmış, ancak Carter küçük kıza kampa ulaşması için yardım etmemiş, oradan uzaklaşmıştır. Bu yüzden yoğun eleştirilere maruz kalan Carter profesyonel fotoğrafçı olduğunu, yardım görevlisi olmadığını söylerek kendisini savundu. O dönemde, gazeteciler ve fotoğrafçılar, bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hasta insanlara dokunmamaları konusunda sıkı biçimde uyarılıyorlardı. Bu fotoğraf, yardım örgütlerine büyük miktarda maddi kaynak sağladı... Bu olaydan sonra ağır depresyona giren Kevin Carter kendini suçlamış ve intiharı seçmiş, ölmek üzere olan çocukların peşini bırakmadığına dair bir not bırakmıştır. Akşam saatlerinde egzoz verdiği kamyonetinin içinde boğulurken Walkman ile müzik dinlemekteydi.

Bu an dondurulmus tarıhe gecmis..
ya bılınmeyen gorunmeyenler.. gecmıste ve su an su sanıyede yasananlar.
( bu fotografa bakan ınsanların carter ın yerıne kendılerını koyduklarında ıkı turlu dusunmelrı gerekıyor
1)Bu fotografı cekmesı sayesınde yardım orgutlerıne buyuk mıktarda kaynak saglaması ıle bu gordugumuz cocuk gıbı durumda olan bı cok cocuga faydası oldugu dusunulup affedılır
2) o cocuga dokundugunda kendısınınde hastalanıp olecegı rıskını goze alıp ınsanı yardımı esırgemeyebılırdı
denılebılır
sız olsaydınız ne yapardınız ? demıycem.
cunku olayların ıcındeyken aldıgımız tavırlar ıle bı olaya sahıtken
ben sunu boyle yapardım dıye konusmalar hep bırbırınden cok ayrıdır..

6 yorum:

cyrano dedi ki...

Kevin Carter belki insanlık suçlusu, belkide değil,eksoz gazıyla gittiği yerde hesabını verir mutlaka..
Ama ya bizler,bizler çok mu masumuz ki? Lüks tüketimin şarhoşluğunda mest olmuş bizler,"önce can","hep bana"cılık,"köşe dönücülük" afyonuyla gözü karartılmış, mal edinme hırsının tuzağında olan bizler çok mu masumuz?
Empreyalizmin görünmez Akbalaları dolu değil mi ortalıkta? Böylesi binlercesi ölmüyor mu sessiz sessiz bir yerlerde her gün..
O kızı acaba o hale getiren ne?
Yüzyıllarca sömürülen ülkesinde ki bitirilmiş kaynaklar olmasın sakın?
Peki kim bitirmiş ki onları, kim sefalete mahkum etmiş ki bunları? Acımasız doğa, iklim şartları falan diyipte komik olmayın sakın, elmasından kömürüne,altınından şeker kamışına, hatta köle yaptığı insan kaynaklarına kadar yüzyıllarca oraları sömürenler ve şimdi utanmadan onlara gıda yardımı vermek gibi yüzsüzleşenler mi acaba?
ve yine yüzsüzce yardım eli uzatmak görüntüsü altında hala sömürmeye devam eden vahşi batının misyonerleri mi acaba?
Kevin Carter aslında bir durum tesbiti yapıp şamar vurmuş yüzümüze..Belki bilerek, ama daha çok hiç bilmeden yaşamdaki Akbabaların varlığını sermiş gözlerimizin önüne..
Resme onca yıl sonra evimizin sıcak salonundan bakıp, kevin suçluymuş, değilmiş gibi kayıkçı kavgası yapacağımıza, iyi bakalım adamın anlatmak istediğine, belkide kendisinin bile o an göremediği, hissedemediği o şeye..
O resimde bir baktığımız sığ görünüm var,aç bir kız ve leş yiyici bir akbaba,içimizi cız ettiren bir görüntü bu hiç süphesi yok. Ama birde derinlikleri var o resmin.. biz varız içinde, hergün acımasızca sömürülüp aç bırakılan bizler, yani geliştirilmemiş ülkelerin cocukları.. ve bizi yemek için ağzı sulanmış bekleyen, onca zaman bizi yiye yiye semirmiş akbabalar..

öykü dedi ki...

Cyrano ,
Yorumlarınız o kadar guzel ve konuyla butunlesıp tamamlayıcı kı..
Cok tsk edıyorum sıze..

öykü dedi ki...

İşte o soyledıklerın bugün dunyaya ,gecmıse aıt hesapları soran guc olarak karsımıza cıkıyrolar.. Ellerı kırlı ellerı kanlı ama gücluler ne acıdır kı..

YİĞİT ERTEM dedi ki...

Bu fotoğrafı daha önceden gördüm ama nedense görür görmez hep kaçtım, öğrenmek istemedin hikayenin ne olduğunu. Burda okudum ve öğrendim. Ne carter ne de o küçük kız, ikisinin ruhuna da teşekkür ettim çünkü görevliydiler. İnsanları aydınlatmak için..

Teşekkürler yer verdiğin için..

YİĞİT ERTEM dedi ki...

Bu fotoğrafı daha önceden gördüm ama nedense görür görmez hep kaçtım, öğrenmek istemedin hikayenin ne olduğunu. Burda okudum ve öğrendim. Ne carter ne de o küçük kız, ikisinin ruhuna da teşekkür ettim çünkü görevliydiler. İnsanları aydınlatmak için..

Teşekkürler yer verdiğin için..

öykü dedi ki...

Ben tsk ederım Yıgıt