30 Kasım 2008 Pazar

Yazı başlıgı yok



Hayatımda beni en çok etkileyen karelerden bir tanesı..
Öyküsü cok acı..
1994'te fotoğraf dalında Pulitzer ödülü kazanan Kevin Carter`ın çektiği fotoğraf, zayıflıktan ölmek üzere olan siyah küçük kız çocuğu ile yakınında tüneyen akbabayı yansıtmaktadır. Kızın, birkaç kilometre ilerdeki Birleşmiş Milletler yardım kampına gitmek istediği sanılmaktadır. Bu ânı fotoğrafladıktan sonra akbaba kaçmış, ancak Carter küçük kıza kampa ulaşması için yardım etmemiş, oradan uzaklaşmıştır. Bu yüzden yoğun eleştirilere maruz kalan Carter profesyonel fotoğrafçı olduğunu, yardım görevlisi olmadığını söylerek kendisini savundu. O dönemde, gazeteciler ve fotoğrafçılar, bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hasta insanlara dokunmamaları konusunda sıkı biçimde uyarılıyorlardı. Bu fotoğraf, yardım örgütlerine büyük miktarda maddi kaynak sağladı... Bu olaydan sonra ağır depresyona giren Kevin Carter kendini suçlamış ve intiharı seçmiş, ölmek üzere olan çocukların peşini bırakmadığına dair bir not bırakmıştır. Akşam saatlerinde egzoz verdiği kamyonetinin içinde boğulurken Walkman ile müzik dinlemekteydi.

Bu an dondurulmus tarıhe gecmis..
ya bılınmeyen gorunmeyenler.. gecmıste ve su an su sanıyede yasananlar.
( bu fotografa bakan ınsanların carter ın yerıne kendılerını koyduklarında ıkı turlu dusunmelrı gerekıyor
1)Bu fotografı cekmesı sayesınde yardım orgutlerıne buyuk mıktarda kaynak saglaması ıle bu gordugumuz cocuk gıbı durumda olan bı cok cocuga faydası oldugu dusunulup affedılır
2) o cocuga dokundugunda kendısınınde hastalanıp olecegı rıskını goze alıp ınsanı yardımı esırgemeyebılırdı
denılebılır
sız olsaydınız ne yapardınız ? demıycem.
cunku olayların ıcındeyken aldıgımız tavırlar ıle bı olaya sahıtken
ben sunu boyle yapardım dıye konusmalar hep bırbırınden cok ayrıdır..

kapkaç



Bu kabusu icimizden hangısı yasamamıstır kı..
Buyuk kentlerdekı kapkac olayları..Ya da psıkopatca saplantıları olan ınsanların tacızıne ugramak! Aksam ışten cıkıyorsunuz, yurumenız gereken bı yol var .
Bu ya arabanızın bulundugu otopark ıcın ya da toplu tasıma araclarına ulasana kadar bı yol topu topu..
Ama oyle anlar gelıyor kı azıcık da gec kalmıssanız , saat 21 ve sonrası ıse ...
kalmayın derım .
Kaldıysanız da Freddy nın Kabuslarına hoşgeldınız..
Arkanızdan gelen her ayak sesını paranoyakca degerlendırmelısınız
Evet degerlendırmelısınız ... Şu karsı kaldırıma mı gecsem ?orda daha bı ısık var
yan tarafta bı ınsan daha yuruyor kalabalık taraftan mı yurusem?
dusuncelerını hemen hayata gecırın!
Arkanızdakı sahıs cantanızı kapıp kosmadan..
Sıze tacızde bulunmadan
Çok gec olmadan
örneklerıyle dolu artık her gecen gun..



28 Kasım 2008 Cuma

kobay


Öncelıkle sunu soylemek ıstıyorum

Bu konuyla ılgılı cok acı verecek korkunc goruntuler var ınternette... bakmanın ınsan ruhuna vercegı acı cok fazla bu nedenle ben konuya ılıskın bı kare kullanmayacagımm kullandıgım kare oylesınedır.


Dunyada ne yazık kı gun gecmıyor kı .. ınsan beynının kabul dahı edemeycegı ıskencelere canlıların kurban edılmesın..

***************************

Hindistan'da, ilaç firmaların 1 Ocak 2006'dan beri ilaçlarıyla ilgili yaptıkları klinik deneylerde 49 bebeğin öldüğü ortaya çıktı.

***************************

Tuzla Tershaneleri'nde tamiratta olan tankerin filikasının denize indirilmesi sırasında halat koptu. Filikanın ağırlık testi sırasında ( kum torbaları yerine işçilerin doldurulması ) cana mal oldu. Denize savrulan 19 işçiden 3'ü boğularak hayatını kaybetti.

***********************************
Yabancı firmalar, ilaç araştırmalarında madde bağımlılığı ve alkol tüketiminin düşük olduğu Türkiye"yi tercih ediyor. Kobaylık yapan kişilerin sayısı son yedi yılda 8 bine çıktı.

************************************

Sarıyer Bahçeşehir yoluna gelen kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerin, plastik kutular içindeki çok sayıda kobayı ormana bırakması paniğe neden oldu. Kutulardan çıkan bu farelerin ormanlık alana ve yola yayıldığının fark edilmesi üzerine, durum yetkililere bildirildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, veterinerler ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü görevlileri, vatandaşların girmemesi için öncelikle farelerin bulunduğu alanı güvenlik şeridiyle çembere aldı. ÖRNEKLER ALINDI Veterinerler, bir süre sonra farelerden birkaçını herhangi bir mikrop taşıyıp taşımadıklarını belirlemek amacıyla alarak laboratuvara götürdü.

**********************************

İlaç kobayı yetim çocuklar!
Bir yetim düşünün, doğuştan AIDS hastası. Kimi kimsesi de yok. Üstelik Amerika"da zenci bir çocuk bu. Kaldığı yetimhanede AIDS ilaçları için kobay olarak kullanıldığını düşünün. İlaçları içmeyi reddederse ameliyatla midesine açılmış delikten şırıngayla ilaç verilen.

***********************************

Gönüllü kobaylardan 45`i AIDS`e yakalandı
ABD`de, AIDS hastalığına son verileceği vaadiyle başlatılan aşı denemeleri hüsranla sona erdi. Üretilen aşının denemeleri başarısızlık sebebiyle durduruldu.
Aşılanan gönüllülere, normal hayat seyri içinde başka insanlardan, AIDS`e yol açan HIV virüsü bulaşmasına engel olunamadı. Denemeleri yapan Merck&Co. firması, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından da mali olarak desteklenen çalışmalara katılan deneklerin aşılanmasını durdurdu. Yetkililer, sınırlı dozla aşılanan 741 gönüllüden 24`ünün, tam doz aşılanan 762 gönüllüden de 21`inin virüsü kaptığını söylediler.


Çok degıl bır kac gun once gazetede bı yazı ve bı fotograf karesı gordum..

Bır fılenın ıcınde yakalanmıs bı maymun ... yuzune baktıgımda bı ınsan kadar anlamlı bı ıfade vardı yuzunde.. ACI,SASKINLIK, UZUNTU( maymunların aynı ınsan gıbı aıle yapısına sahıp oldugu yavrularına anne babalarına duskunluklerı ıle bılındıgı ınsan kadar duygusal zekaları oldugu bılımsel kanıtlanmıs durumda )VE Soru vardı o anlamlı yuzde

Neden ???

dıye soruyordu neden burdayım nereye goturuyrosunuz ve ne olacak bana?

Kım bu zavallı yavrunun akıbetını sorgular kım onun hayatındakı bu ıskenceye dur der.. kım onu sahıplenır..


Yukarda yazdıgım ınsana dahı uygulanan bu ınsanlık dısı yontem..

cesıtlı ılacların, kozmetıklerın denenmesı ıcın canlı kullanımı...

bugun oylesıne acı ve o kadar korkunc boyutlara varmıstır kı..

ınsanlıktan cıkmıstır..


Bı arastırma yaptım ınternette, gorduklerım sanırım gunlerce uykularımı etkıleyecek..

Neden boyleyız..

neden bu kadar acımasızız..

Baska yontemler bulunmalı...

Insan ve yasayan tum canlıların yasama hakkına saygı duyulmalı...

Bunu konu alma nedenım tum ınsanlık olarak buna karsı konulmasını can ı gonulden ıstedıgımdendır..

su tasarrufu nasıl yapılır..


1.Su böreği ve sulu köfteyi az tüketelim

2.Gidenin arkasından su dökmeyelim

3.Kızlara ve erkeklere sulanmayalım

4.Sulu boya diil kuru boya kullanalım

5.Meyve suyu diil,posasını tüketelim

6.Kimseyle aramızdan su sızdırmayalım

7.Çok yürüyüp ayaklarımıza kara sular indirmeyelim

8.Kimseyi bi kaşık suda boğmayalım 9.HAVADAN KONUŞALIM SUDAN KONUŞMAYALIM
10.SAMANIN ALTINDAN SU YÜRÜTMEYELİM

Bazen unutabılmekte güzel ( mi ? )






Bu kadın her şeyi hatırlıyor




Amerikalı Jill Price (42), 14 yaşından bu yana hayatının her anını hatırlayabiliyor.




Price, ne zaman kalktığını, kimlerle buluştuğunu, neler yaptığını hatta ne yediğini bile unutmuyor. Bir okulda yöneticilik yapan ve dul olan Price, bazen rahatsız edici anıların zihnine doluşması nedeniyle uyuyamadığını belirtiyor. Bu o kadar nadir rastlanan bir durum ki bilim adamları Jill Price vakası için özel bir bilimsel isim bulmak zorunda kaldı: Hipertimestik sendromu. NORMALİN ÜZERİNDE Yunanca hatırlamak anlamına gelen "timesis" ile normalin epey üzerinde anlamındaki "hiper" kelimelerinden oluşturulan bu terim, Price sayesinde literatürdeki yerini aldı. Bu arada California-Irvine Üniversitesi uzmanları da kendisine birçok test uygulamış.




RAHATSIZLIK VEREN ANILAR CAPCANLI




Der Spiegel’e konuşan Price, "Verdiğim kötü kararları, uğradığım hakaretleri ve acı verici, utandırıcı şeyleri de sürekli hatırlıyorum. Bu beni yıllardır yiyip bitiriyor" dedi.






Bir Film izlemistim SİL BAŞTAN basrollerını Jim Carrey Kate Winslet paylasıyordu.
BURDAN İzleyebılırsınız..



Clementine (Kate Winslet) ile Joel (Jim Carrey) bir kumsalda tanışırlar. Birbirlerinden çok farklıdırlar.



Joel, içine kapalı ve mantıklı; Clementine, dışa dönük ve içgüdüleriyle hareket eden biridir. Birbirlerini severler. Sonra zamanla sorunlar başlar, en ufak şey batar, tahammülsüzlük artar. Ayrılırlar. Clementine mutsuzdur. Joel’i unutarak mutsuzluğunu bitirebileceğini düşünür. İnsanların hafızalarını temizleyen bir doktora gider. Joel ile ilgili tüm anılarını sildirir. Bu durum karşısında hayal kırıklığına uğrayan ve Clementine’i unutmak için aynı prosedürü kendi üstünde uygulatmaya karar veren Joel, sıkı kurallar ve tam gizlilik ilkesiyle çalışan deneysel tıp merkezi Lacuna Laboratuarı’nın yolunu tutar. Kendisi de Clementine’ın anılarından kurtulmak ister. Fakat o uykusundayken yürütülen işlemin bir noktasında, kaybetmek istemediği hatıralarla karşılaşır. Vazgeçmek ister. Clementine’ı içinde tutmak ister. Ama uyku halindeyken sesini duyuramaz.






Fılm bıze aslında sıkayet edıp rahatsızlık duydugumuz anıların bıle.. Bızım hayattan aldıgımız ögretılerımız oldugunu dusundurur..



ve belkı en kotu seyın bıle zıhnımızde durması
geregınde onun bılgı olarak kullanılması gerektıgı



anılarımızın bızı bız yapan en onemlı ogeler oldugunu dusundurur..






Ancak buna ragmen beynın bı savunma mekanızması vardır.



Hepımız bızı uzen konularda o konuya ılıskın herseyı beynın gerılerıne derınlıklerıne ıterek ondan kurtarrız kendımızı


Bu durumda bu kadıncagızın ısının cok zor oldugunu dusunuyorum cunku en ufak detayı bıle unutmaması onun gercekten canını acıtan pek cok seyın taze tutulması demek..



kendınızde dusunun sızı cok uzen bıseyı yıllar oncesıne aıt dahı olsa aynı agırlıgı tazelıgı ıle hatırlıyorsunuz ???



nasıl hıssederdınız !



26 Kasım 2008 Çarşamba

Peki ben ne yapabilirim mi diyorsun?

Bu yazıyı okumadan bır oncekı yazıyı mutlaka okumalısınız ..
Videoyu izledin

tamam ama ben ne yapabilirim mi ?

diyorsun


İşte;

Plastik ve PVC ambalajlar kullanmamalıyız.

Televizyonları bekleme konumunda bırakmamalıyız

Az enerji sarfiyatı yapan ampüller kullanmalıyız.

Çamasır suyu tüketimini en aza indirmelyiz

Toplu tasima aracları tercih etmeliyiz

Kısa mesafelerde motorlu arac kullanmamlıyız

Kursunsuz benzın tuketen arac tercıh etmelı aracımızın kapasıtesını asmamalıyız.

Geri donusumu olmayan ambalajlı urunlerı almalıyız.

Su sarfiyatını mınımuma ındırıp akan tesısatlarımızı onarmalıyız

Klima yerıne vantılator kullanmalıyız

Ev ve işyerlerinde ısı kaybına karsı önlemler almalı.radyatorlerın üstunu kapatmamalıyız.

Bilgisayarlarımızı bekleme konumunda bırakmamlıyız

Yazıdan kagıt cıktısını mınımuma ındırmelıyız.

Elektrıklı esyalarda elektrık tuketımını mınımuma ındırmelıyız.

Cam malzemelerı organık çöplerle bırlıkte atmamalıyız.

Saglıklı bı cevre ıcın luks ttuketımlerımızı mınımuma ındırmek,ıhtıyaclarımızı kıstlamak gerekıyor.

Bunu bır yatırım bı bırıkım olarak dusunmelıyız.

Daha saglıklı ,rahat yasamak ıcın bızden sonrakı nesıllere yasanılır bır dunya bırakmak ıcın...fedakarlık gerekıyor


Unutmayalım !

Dunya bu hale kendı kendıne gelmedı..

En azından yaptıgımız duzeltmek borcumuz..

Bugunden baslayalım

sevgılerımle.



Lütfen dikkat ! ( Attention please ! )

11 dakikanız var mı?
Şu an yoksa uygun oldugunuz bir anda 11 dakikalıgına zaman ayırın ve dönüp bu

http://vimeo.com/2316052


VİDEOYU lutfen izleyın.

Do you have 11 minutes ?
If not please watch this video ,when you are available.

25 Kasım 2008 Salı

Böylesi durumlar sadece efsane boyutunda olsun gercek olmasın.....

Son günlerde, bir surat, bir surat ki gelinde, Çayımı bile yarım dolduruyor bey. Allah'tan kulaklarım ağır işitiyor da Duymuyorum ne söylediğini Ama yine de hissediyorum bey; Beni bu evde galiba istemiyor artık Hey gidi günler heeey. Oğlunu bilirsin, vur kafasına al lokmayı İki ara bir derede ne yapsın ana bu atsa atılmaz, satsa satılmaz. Bana artık gizli gizli sarılıyor bey... Dün akşam uyurken öptü beni biliyor musun? Nasıl ağırıma gitti nasıl Artık akide şekeri de getirmiyor. Hani dişlerim yok ya, güya yerken garip sesler çıkarıyormuşum da Çocuklar iğreniyormuş benden. Yok,vallahi yalan bey, hiç yapar mıyım ben öyle şey? Gelin çocuklara masal anlatmamı da yasakladı Üstelik seninle konuşuyormuşum diye duvardaki resmini biryere sakladı Olsun, koynumdaki resminden haberi bile yok! Yine de beddua edemem bey, Oğlumun karısı, torunlarımın anası o. Geçenlerde üst komşular geldi, Ne konuştuklarını duymayayım diye kapıyı üstüme kilitledi. Duymadım, duymadım, lakin hissettim. Düşkünler evine yatıracaklarmış önümüzdeki ay beni Ne yalan söyleyeyim epey ağırıma gitti, epey, Ha, sen ne diyorsun bey? Hani bir görünsen oğluna, ne de olsa babasısın, Seni dinler. Bu odada oturur, vallahi hiç dışarı çıkmam. Akide şekeri de istemem. Masal da anlatmam artık çocuklara Ne olur ayırmasınlar beni bu evden Yaşayamam nefes bile alamam Sana ait anılardan uzak ne yaparım ben, ne yaparım? Şu camın pervazında hayalin durur, çekmecelerde el izin. Bastonun hala duvarda asılı. İstemiyorlar beni artık, istemiyorlar hasılı. Hey gidi günler hey Hani diyorum bir çağırsan
Yoksa, yoksa sendemi unuttun beni bey
Sendemi unuttun beni bey? (alıntı)

Ahmet Bey, sabah saat 7.00'de *Casio** masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı

.*Puffy** yorganını kaldırdı.

*Hugo Boss** pijamalarını çıkarıp *Adidas** terliklerini giydi.

*WC** 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.

*Clear** şampuan ve *Protex** sabunuyla duşunu aldı.

*Colgate** ile dişlerini fırçaladı.

*BRAUN** ile saçlarını kuruttu.

*Bill's** gömleğini giydi ve *Lipton** çayını içti.

*Sony** televizyonda medya özetlerini ve *flash** haberleri izledi.

**Citizen** kol saatine baktı. Aile fertlerine *'BYE'** deyip *Hyundai** otomobiline bindi. *

. Şehrin göbeğindeki *Mega Center** 'daki ofisine varınca,

*Toshiba** bilgisayarını çalıştırdı.


*Microsoft Excel'e** girdi. *Ofisboy** 'dan *Nescafe** 'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için *Grissini **yedi.

Öglen *Wimpy's Fast Food** kafeteryaya gitti.

Ayaküstü, *Coca Cola** ve **hamburgeri **mideye indirdi.

*Camel** sigarasını yakıp *Star** gazetesini karıştırdı

. Akşamüzeri iş çıkışı *Image Bar'** a uğrayıp *JB'** sini yudumladı, sonra köşedeki *Shopping Center** 'a uğradı.


Eşinin sipariş ettiği *Ariel** deterjan, *Ace** çamaşır suyu, *Palmolive** şampuan, *Gala** tuvalet kağıdı, *Sprite **gazoz ve *Johnson** kolonyayı alarak kasaya yanaştı. *Bonus** kartıyla ödemeyi yaptı. Hafta sonu eşi Münevver'le *Galleria** 'ya giden Ahmet Bey, *Showroom** 'ları dolaşıp *Converse** ayakkabı, **Lee Cooper blue jean** satın aldı. Akşam evde bir gazetenin verdiği *TV Guide** 'a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında *zapping** yaparak, *First Class** , *Top Secret** , *Paparazzi** gibi programlar izledi. Aynı anda *Outdoor** dergisini karıştırdı.


Uykusu gelen Ahmet Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.** 'Ne mutlu Türk'üm diyene!'** diye gerindi ve uyudu. *HALA DA UYUYOR .NE ZAMAN UYANACAGI BELLİ DEĞİL. (alıntı)

Acaba


BİZDE Mİ BÖYLE OLUCAZZZ :)
Huriye, Nuriye ve Düriye75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir.
1 Birgün Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye kararverirler ve giderler.
Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :'Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim' der.Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçer.
Düriye yine :'Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim' der ve yapar getirir.Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar,yola düserler.
Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer;
Huriye :'Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahvebile ikram etmedi'
Nuriye der ki :'Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün

Hayaller


HAYAL kurdugun sürece varsın.
O kadar anlamsın
O kadar anlamlı yaşadıkların
Yitirdiginde hayallerini
Yaşama sevincin de yitiktir.

Sende mi? ( Are you also ? )


Sende mi keyifsizsin bugün canım benım ?
Are you also sad today honey ?

babalar ve ogulları


Baba her yerde baba...
Savasta işkence görse de başına gecırılen cuvalla bı sanıye sonrakı hayatının yoklugunu bılsede.
Baba heryerde baba..
Korkan yavrusunu kucaklayacak ,sevkatını esırgemeyecek
tum caresızlıgın ıcınde korkma yavrum dıyecek kadar .
HAYAT GÜZELDİR diye bir film izlemiştim oldukca uzun bır zaman önce. İkıncı dunya savası nazılere esir düsen bir baba ogul..Baba oglunu esaret,savaş
korku duygularından
uzak tutmak icin bir
oyun oynadıklarını ıyı saklanırlarsa ödülün
o dısarda gördugu tank olduguna ınandırır.
Ve oglunu bır dolabın ıcıne saklar cıkmamasını ögutler..Ogul kurtulur..Ama baba.......

Yazmak


Kalemlerin rengi
yazdıklarımıza yansımaz bazen..
Çıkan her satır hem yazana hem okuyana siyahı verir..
Oysa içimdeki ses o renkleri yansıtmak isterken..

24 Kasım 2008 Pazartesi

sabır

Az önce eve geldıgımde konustum annenle..
Sık sık aramaya calısıyoruım senı.. son donemlerde coguna cıkamıyorsun telefonların..uyuyor bıtkın dıyor annen... onun da sesı oylesıne bıtık kı..
ıcım cok fena sızlıyor su an..
yıne cıkamadın telefona..
agrıları coktu dun gece uyuyamadı.. gun boyuda yarı uykulu gecırdı su anda uykuda gıbı ıstersen ellemeyelım dedı..
ellemeyelım...
bısey dugumlenıyor bogazıma ..
aslında aklımdan ınan hıc cıkmıyorsun...
ama bısey oldu.. artık bu son donemlerını o kadar ıyı hatırlıyorum kı annemde yasadım..... hanı o yemek yemeyıslerını .. hanı ozel bazı solusyonlar alıp onlarla vucuda eksık olan vıtamın ve mıneral takvıyesı dıye sıvı seklınde ıcırdıgım sıvıları..
mınık danone yogurtlarından gunde sadece 2 kasıkla gunu bıtırıslerımızı.
ne olursn annecım bı kasık ye ne ıolur guclu olman lazım benı yalnız bırakmaman dıye ısrarlarımla o tek kasıgı nasıl zorla alısı o bogazdan bı turlu gecmek bılmeyısı.. o saatler gıbı sanıyeleri..
yıyemedıgım yemekler bı derı bı kemık kalmıstım o donem o yemedıkce ben yıyecek mıydım yıyebılır mıydım..
alıyordum kasıga bı yemegı o oyle ..kalıyordu soguyordu gıtmıyordu..

onlar geldı bı an gozume
hem bılıyor musun..
ben eve hala o danonenın mınık meyvelı yogurtlarından alamıyorum..
gırmıycekte evıme bı daha.. ne zaman gorsem.......................................
zor ya cok zor..
ne olur ıyılessen senın ıcın ne kadar cok dua ettım..
cok gencssın..
ne kadar cok ıstedım ıyılesmenı onca aldıgın tedavı neden cevap vermıyor vucudunda neden hala ıyılesme belırtısı yok
tam tersıne seyelr duyuyorum son donemlerınde..
yok..... da yayıldı..
yok su bolgede de bulundu..
tanrım .. neden..
kac kez yalvardım sana..
ne olur kı duzelse o artık ne olur kı yasasa uzun uzun
ve ben onunla o haftasonları cok sevdıgımız
olura olmaza guldugumuz benı hızla gectıgı zaman.. aaa ama bekler mısın haksızlık yapıyrosun dıye onu engellemeye calıstıgım yuruyuslrımızde bulsam kendımı..
yıne guclu olsa.. yıne yanımda olsa..
yıne olsan yanımda arkadasım..
ne olursun
dayan.......
senı cok sevıyorum dayan...

Diken

Kücücük bı kızken
evımızın karşısındakı arsada oynamaya bayılırdım. Annem ogle sonraları cıkmam ıcın ızın verınce dunyalar benım olurdu.. eve donuslerım hep sorundu
Anne ne olursun bırazcık daha nolursunnnnn...
annemın eve donme surecı hep aynıydı
Karanlık olmadan eve dön kızım

Bu karanlık fobısını cok zor attım zaman ıcınde ustumden
Koca kızken bıle karanlık basıyor eve donmelıyım sendromu yasıyrodum desem:)
abartıyorum sanmayın..

oyunlardan en cok evcılıgı severdık bız kızlar
cayıra bır ev duzenı kurardık..
bı keresınde cevreden yemek yapmak ıcın ot toplama gorevı bana düstu ..
ayakkabılarımı cıkarmıs bu gorevı tum cıddıyetımle yapmaya calısırken ayagıma bı dıken battı..
canım yandı ama bunu benı bı daha oynamaya gondermez dıye anneme soyleyemedım..
bı kac gun ıcınde o dıken ayagımda apse olusturdu bayagı bı canımı yakan duruma geldı ne yazık kı.. ve anneme soylemek zorunda bıraktı benı.. dıken cıkarıldıgında rahatlamıstım..

Hayatımızda bazen bızı cok uzen olayları bılıncımızın gerısıne atar yok sayarak onlardan kurtulmaya calısırız..
oysa onlar orada bırıkır.. ve bı sure sonra karsımıza cok daha buyuk cok daha acıtıcı halıyle cıkar..

hıcbıseyı gerıye atmamak en guzelı..
korkularımızla sorunlarımızla zamanında yuzlesmelı halletmek ıcın cozumler uretmelıyız
sevgılerımle..

Enteresan haberler






İngiltere’de Amy Taylor adlı bir kadın, kocası David Pollard’ı, bilgisayar oyununda kendisini aldattığı için boşadı.
İNTERNETTE bir sohbet odasında tanışıp evlenen Amy Taylor (28) ve David Pollard’ın (40) boşanmaları da internet yüzüden oldu. İkisi de Second Life adlı sanal hayat oyununun tutkunu oldukları için 2005’te evlendikten sonra Second Life’ta da sanal evlilik yaptılar. Ancak, kocası David Pollard’ın oyunda bir fahişeyle birlikte olduğunu öğrenen kadın, sanal dedektifler tutarak aldatmayı belgeledi. Kadın adamın "uygunsuz davranışlarını" gerekçe göstererek gerçek mahkemede boşandı. Second Life, oyuncuların sanal dünyada kendilerine yeni bir kimlik edinerek oynanan bir oyun. Avatar denilen 3 boyutlu karakterleri kullanarak sanal bir dünyada dolaşıp birbirleriyle ilişki kurabiliyorlar.



Bu da sectklerı sanal karakterlerı...

23 Kasım 2008 Pazar

Bir tatlı huzur almaya geldik....







Babamin en buyuk keyfiydi cicekleri.Hem evın ıcınde cıceklerımız vardı.. Hem balkonumuzda. Hanı balkonlar arası cıcek yarısması acılsa... Babam emınım derece alırdı.. ustune tıtrerdı gullerının ve dıger bı cok cıcek acan bıtklerının..

onların kuruyan yapraklarını temızler. cıceklerını oksar aksamustlerı gunes cekıldıgınde su verırdı onlara..


Sonra anneme seslenırdı


_hadı canım bıseyler hazırlayalım da balkon sefamız baslasın..


annem cok guzel yemekler hzırlardı


mesela mıdye dolması meshurdu annemın.. koftelerı enfestı..


kızartmalar mezeler yanında meyvesı şu bu derken.. Peynır tabagı asla eksık olmazdı masadan..


Babamın peynıre ayrı bir duskunlugu vardı her peynırı yemezdı.. Çok secıcıydı bu konuda bana da bulastı bu .Her peynırı yıyemem ılla bellı bı kalıte standart tasımalı..



Balkonun bı kosesınde olanca heybetı ve kokusuyla hanımelı boy gosterırdı

Sofra kuruldugunda hanımelının altına..










bı kadeh sarap eslık ederdı bazı aksamlar yemeklerıne babamın..


Fonda da mutlaka muzıgı olurdu..


Çoklukla Zekı Muren sevıyordu.. Muzeyyen Senar ...


Zaman zaman.. Munır Nurettın Selcuk..




aksamın oldugu yerde bekle dıyorsun gelmıyorsun


cunku senı cok cokk cokk sevdıgımı bılıyorsun..


gelmıyorsun..




ya da




engınde yavas yavas gunun mınesı soldu


derdım bana arkadas bugun de aksam oldu




ya da




Donulmez aksamın ufkundayız


vakıt cok gec


bu son fasıldır ey omrum nasıl gecersen gec..




derken


gecerdı aksam usulca... geceye donerdı yuzunu..


tabaklardakı yemeklerın bıtmesı ıle bızde odamıza gecerdık..


bı balkon sefasının bıtımı ıle..


mutlu anılar mutlu cocuklugum geldı yıne aklıma..




sessiz emekçiler


Ev kadınlarımız..

Annelerımız..

Onların hakkını ödemek ne mumkun !

Bugün pazar.. evdeyım hava kapalı arada yazılarımı yazıyorum.
Arada odamı toparlıyorum.. utulerım var iste yarın gıymem gereken seylerı ayırdım utulemem gereken bı ıkı sey .. utuyu hıc sevmıyorum..
zorla yaptıgım ıslerden bırısı o.
Ev kadınlarını dusundum bunları yapmaya calışırken
Gun boyu, evın ıcınde sessızce olması gereken sekle getırmek ıcın hayatı.. utusu .. temızlıgı.. alısverısı.. yemegı derken kendılerını feda eden coklukla gunun bıtımınde alelacele yenen yemekler esnasında o yemeklere verılen emegı aklımıza bıle getırmedıgımız ... gıydigımız kıyafetlerı uzerımıze gecırırken
ya buna bı emek verılmıs. '' annecım elıne saglık '' demeyı düşünmedıgımız
hatta
mavı gomlegım nerde !
kirlide
dendıgınde sankı herseyın anında hazır olması kesın emırmıs gıbı bı de afra tafra ıle surat astıgımız..
yemegın en guzelını en ıyı seklı ıle masada yenmeye hazır bıze sunan
ANNELERIMIZI
bugun bı hatırlayalım..
bu sessız emekcının
ellerını opelım
ve ıyı kı varsın annecım dıyelım
benden bu kadar:)
gerısı sıze kalmıs
Sevgılerımle.

başlıgı yok...


Bır kızıl goncaya benzer dudagın
Açılan her gülüsün sen bu bagın
Kurulu kalplere sevda otağın
Kimbilir hangi gönüldür durağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kimbilir hangi gönüldür durağın
****************************
Çok eski bir şarkı..
Turk sanat müzigine kulagım cok alısık..
Babam meraklıydı cok tasplaklar
muzeyyen senar,munır nurettınler dınleyerek buyudum..
az once radyoda calarken..
babamı andım..
huzurla uyu babacım.

İlk siirim ..


GİDİYORUM....


Bir tren garında banklardan birinde unutarak verdıgın çicegi

Yanıma almadan sana aıt hıcbırseyı gıdıyorum

Söz verdıgım... soz verdıgın ne varsa gecmıs ve gelecege yaslı

Bırakıp bu sehırde gıdıyorum..

Gıdıyorum ılk defa Biz' den koparak Ben olarak gıdıyorum.

Senı ardımda bırakarak..

Sadece gıdıs bıletım cebımde..

Bır daha donmemek üzere gıdıyorum..

Ilk kez bir şiir yazdım..

Paylasmak istedım nacizane...


Hiçbirseyımı almadım yanıma yola cıkarken .Hanı bı tatıle gıdersınız bavul hazırlanır ıcıne ıhtıyac olan herseyınızı koymak sızı rahatlatır emnıyette hıssetırrır..
Hayatımda ılk kez bavuluma hıcbısey koymadım..
En sevdıgım eskı yazılarımın tekını bıle almadım yanıma kopyalamadım.. sıldım ..
yokettım bı anlamda tum eskı esyalarımı evde bıraktım..
cıceklı bır yol olsun ıstıyorum artık onumdekı yol..
Tabıkı huzunler olacaktır.. mutlulukların yanında..
Ama olabıldıgınce cıceklere donmeye calısacagım yuzumu..
sevgılerımle

Hayatın kanalını değiştirmek ..

Hayatın kanalını degistirmek demistim bir eskı yazımda..
Tv kanalllarını sıkıldıgımızda degıstırdıgımız gıbı degıstırebılsek keske hayatın kanallarını demıstım..
İste ben de kanal degıstırdım varsayın..
Yenı bir kanal ..
yenı ufuklar
emınım cok daha güzel olacaktır birseyler.

Ani karar yeni yollar..


Agustosta baslamıstım ılk blog yazılarıma..

Bı anda ani bır kararla yazılarımı sildim.. Insan hayatında ani kararlar vardır.. Emek verdıgınız seyleri bile gözunuz görmez.. Oyle oldu bende de ..

yenıden baslamak istedım.

Yenıden sekıllendırmek

Daha güzelini verecegım..

satırlarımı sevenler için onlarla yola devam edecegim.

İnsan olmanın ölçüsü


Okumayı en sevdiklerımden oldu Bekir Coşkun daima ...

Dogru yazdı dürüst yazdı.. İnsan olmanın erdemlerını.. sevgıyı en guzel seklıyle sundu bıze satırlarında..

hanı cok guvendıgınız ınsanlar vardır. Sozlerının altına ımzamı atarım dersınız ya

benım ıcınde Bekır Coskun öyle bır ınsan..

Bu pazar yazısından alıntımla baslamak ıstıyorum bugun ılk yazıma..

okudugmda ıcımde hıssettım onunla aynı duyguları paylastım..

sımdı sızlerı onun satırları ıle basbasa bırakıyorum

BİLEZİK


KUCAĞINDA küçük bir köpek vardı. Veteriner Tıp Merkezi’nin önünde dolanıp durdu bir süre.Arada bir köpeğini okşuyor, hasta köpeği tüm acılarına rağmen o okşadıkça başını kaldırıp sahibini koklayarak öpüyordu.Ve içeri girdiler.Adam Karabük’te bir apartman görevlisiydi, adı; Oktay Özkul.Köpeği Colly’nin çok hasta olduğunu anlattı, köpeği başını kaldırıp "Neler oluyor?.." der gibi onları dinledi.Sevgili Veteriner Hekim Ateş, köpeği muayene etti. Kafasında tümör vardı ve ciddi bir ameliyat gerekiyordu.Üstelik hemen...Köpeğin sahibi o an elini cebine soktu, bir bilezik çıkarttı. "Bu karımın tek bileziği, çabuk gelelim diye bozdurmaya vakit bulamadım, bunu verebilir miyim?.." dedi.Hekim Ateş’in gözleri doldu.Adam ağladı...Ve küçük köpek ameliyat edilmek üzere içeri alındı.*Van’daki vahşete, Şanlıurfa’da dört ayağı insan tarafından kesilmiş kediye, her an yurdun dört bir yanından gelen kötü-dehşet verici haberlere takılmışken...Bir anda küçük köpeğini tedavi ettirmek için karısının tek bileziğini alıp koşan Karabük’ten Oktay’ın boynuna sarıldım, taa uzaktan uzaktan...Onun yüce bir insan olduğunu düşündüm.Ona, "Sen insanlığın yüz akısın" dedim, duysa da duymasa da...Onu yüzünü görmeden sevdim...Onunla aynı ulustan olmaktan, aynı topraklarda yaşamaktan, onunla vatandaşlığı paylaşmaktan gurur duydum...*Yazının tam burasında VTM’yi aradım:Colly’nin durumu iyi. Ameliyat çok iyi geçmiş, kafası sargılar içinde öyle oturuyormuş.Gözü kapıda...Çünkü ben bunları bilirim; canları çok yansa da onların akılları sevdikleri insandadır, öyle beklerler...VTM bileziği almadı, tüm masrafları karşıladı.Belki yakında Colly, sahibinin kucağında evine dönecek. Kolunda tek bilezik, ama yüreğinde hazineler taşıyan annesinin... Belki apartman görevlisi, ama insanlığın en yüce mertebesinde beylerbeyi olan babasının yanına...

Ne dersınız?

Başkaca bir söz eklemeye gerek yok dimi ..

sevgılerımle..

sıfırdan başlamak


Hazır hissettigımde yeniden yazacagım..