5 Mart 2016 Cumartesi

yazıp silmeler zamanı

Bır ben mı tıkanmıs hıssedıyorum kendımı
Bır ben mı hersey normalmıs gıbı yasayamıyorum
Bır ben mı  yuze guluculugu bıraktıgım ıcın yalnız kalıyorum

Hayır !..
Şıkayetcı  oldugumdan  da degıl
Böyle olmayı  ben sectım  uzun zamanlardır.

Kendıme ıhanet etmedım...
İhanet etmedm  degerlerıme.

O kadar   ...
O kadar   kı ....hersey  artık
O kadar o kadar   fena ki...

Belkı yazıp yazıp sılmelerım bundan.
Çunku ne yazsam yetersız   oldugunu hıssetırıyor kelımelerımın gucu

Cevabını bıldıgım soruları  sormuyorum artık  mesela
Sorsam ıncınecegım samımıyetsızlıklerınden
Iyıymıs gıbı    duzgunmus gıbı
Dogruymus gıbı  davranıslarından
Varmıs gıbı   yapmalarından 
Olmayan ,  aslı astarı olmayanlardan  ıncınecegım
Duymamak uzak kalmak daha ıyı

Ne demıs  anton cehov ;

Başkalarının yalanlarını dinlemek ve yalanları yutmuş göründüğün için seni aptal bellemelerine göz yummak, alçalmayı sineye çekmek, dürüst, özgür insanların yanında olduğunu açık açık söyleyememek, üstelik yalan söylemek zorunda kalmak, gülümsemek… Hayır, hayır, beş para bile değeri olmayan bir lokma ekmek, bir sıcak köşe, bir mevki için çekilmez bütün bunlar. Böyle bir dünyada yaşanmaz !…

19 yorum:

Hamiyet Akan dedi ki...

Bir çay demle ve her şeyden uzaklaş..

öykü dedi ki...

gececek mı ?

Profösör dedi ki...

öykü@ Biz değerlerimizi biliriz. Bunlardan biri de kardeşlerimiz.

öykü dedi ki...

sevgılı profösör

aydın , humanıst,
duzgun tarzınızla orneksınız

sagolun ...hep varolun

Abdullah ÖZER dedi ki...

Öykü belki kızacaksın ama ben ne demek istediğini anlamadım ya. Daha sonra sakin kafayla bir daha okuyacağım söz :)

öykü dedi ki...

:)

Adsız dedi ki...

Mevlana' nın da dediği gibi: Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun. ;)

Sınavda herkese başarılar! :D

KAPLAN DIARY dedi ki...

Çehov ne güzel söylemiş. İnsan düşününce aklına başka şeyler gelmiyor.

Abdullah ÖZER dedi ki...

Şimdi anladım Öykü...

Her şey normalmiş gibi yaşamaktan ziyade boşvermişlik bizim yaptığımız. İnsanların gerçek yüzleriyle uğraşmakla sadece yoruluyor insan...

Bir daha okudum da ne kadar duygusal yazmışsın... Şiir gibi...

öykü dedi ki...

GÖKTURK

pekıyı alırsam :)
sana haber verıcem

öykü dedi ki...

kaplan diary

gercekten guzel soylemıs cehov

olayın özunu dogru cumlelerle soyleyebılmek onun ısı

öykü dedi ki...

Abdullah teşekkur ederım :)

Engin dedi ki...


İçinden gelmediği gibi yaşayamayan,
kesinlikle normal olmayan bu zamanlarda, zaman zaman aslında çoğu zaman tükendiğini hisseden, dibe vuran artı bir de benim.

Yaklaşıyoruz ama! akıl yetimiz isteklerine yaklaşıyor ve belleğimiz buna karşı koymakta zorlanıyor sadece. Bu keşmekeşin içinden kendimizi çekip çıkarmak sandığımızdan daha kolay olacak..

Engin dedi ki...

Bu keşmekeşin içinden çıkmak sandığımızdan daha basit inanın

öykü dedi ki...

Engın bu kesmekesın ıcınden cıkmanın formulu ne ?

Engin dedi ki...

[ hayal etmek ( hayal edilen herşey aslında gerçektir ) + üretmek ( yaşadığımızı hissettirir, insan olduğumuzu hatırlatır ) + sevgi ] + samimiyet = huzur

Kısa formül bu:)

Tabii pek çok yolu var, dediğim gibi ben çok yaklaştım. Şu an baya bir dipteyim.
Bitirdiğimde metamorfoz hikayemi anlatabilirim.

Bu arada ilk kez bir blogda yazıyorum, rahatlatıcı bir tarafı varmış.
Selamlar

öykü dedi ki...

engın cok sevındım ılk kez yazıyor olmana ayrı
benım blogumda bu denemyımını yasıyor olmana ayrı

bu duyguyu cok net bılıyorum
bana blog yazmaya basladıgım ılk donemlerdekı duygularımı hatırlattı


cok rahatlatıcıdır gercekten de paylasıyor olmak
...
metamorfoz hıkayenı paylasırsan

en basta ben
sonra da dıger okuan herkes ıcın
ısık olabılır

merakla beklıyorum

selamlar

Engin dedi ki...


Merhaba Öykü,

Telefonla yazıyorum, blog sayfasında çok küçük bir alan olduğu ve yazdıklarımı görmekte zorlandığım için mail atmak istedim. Biraz uzunca olabilir zira.

Kendi metamorfozumla ilgili bir uvertür olarak şunları söyleyebilirim. Bodrum yakınında küçük bir yerde yaşıyorum. Herkesin hayal ettiği, gelip yerleşmek istediği türden. Peki bu kadar küçük ve sakin bir bölgede bile nasıl bu hırsların ve sahteliklerin içinde buluyoruz kendimizi. Bu küçük bölgede de olsa kurumsal iş hayatının içindeyim ve insan her yerde insan maalesef. Keşke hep insan kalabilsek. Ama işte insanlığımızı kaybetmeye başladığımızı düşündüğümüz için kendimizi artık bu düzenin içinde barınamaz hissediyoruz. Evet insanları değiştirmek çok güç. Okuduğumuz ya da sohbetlerde karşılaştığımız birçok öğreti işe kendini değiştirmekten başlamak gerektiğinden bahseder. Ancak burada birçok insanın göremediği ve atladığı ince bir nüans vardır. Bir örnekle aktarırsam daha akılda kalıcı olacaktır;
Bir tırtıl düşün, ağaç dallarında yapraklara ulaşmak için sürünerek ilerliyor. Sonra birdenbire kendine ipekten bir koza örüp içine giriyor, kendi içinde bir değişim geçiriyor ve sonrasında kelebek kozadan çıkarak uçmaya başlıyor. İşte içsel değişimle ilgili atladığımız nokta tam da burada başlıyor. Şöyle ki;
Bu örnekte aslında değişen tırtıl değil.
Değişen tırtılın bakış açısı, hayat formu.. Tırtıl kelebeğin ta kendisi.
Çünkü kelebeğin ve tırtılın genetik kodları ( özleri diye niteliyorum ben ) tamamen aynı.

Aslında bahsettiğimiz sorunlar kişilerin özlerinden uzaklaşmalarından kaynaklı çoğu zaman, değerlerinden.. İster istemez bizi sıkıntıya sokan insanların yüzlerinden maskelerini ve üstlerinden kendi belirledikleri kurallara göre alınan rütbelerini aldığımızda sudan çıkmış balık gibiler:) ne yapacaklarını bilemezler inan. Başka bir bakış açıları yok çünkü geliştirebilecekleri.

Gerçek bir değişim istiyorsak eğer özümüze tamamen sadık kalarak (sağlam bir hamurumuz varsa tabii ) içsel devrimimizi gerçekleştirip, bakış açımızı değiştirmeliyiz. Böylece yepyeni ve sınırlarını kendimizin belirleyebileceği bir yaşam formuna kavuşabiliriz.

Hal böyleyken ben de kendi özüme sadık kalarak samimi, yaşadığı her anın farkında olan ve keyifle yürüdüğünü bilen bir yaşamın peşindeyim, ilk olarak kendimi bu kurumsal kölelikten kurtarıp kendime bir atölye açacağım ve metamorfozum başlamış olacak. Bu yolda bana önerilerin olursa beklerim,

Yepyeni fırsatlara ve güzelliklere kanat çırpılan günler dilerim!

engin


Sent from Yahoo Mail for iPhone

öykü dedi ki...

Merhaba Engın

Oncelıkle bu kadar detaylı bı maıl yorum yazdıgın ıcın ozellıkle cok teşekkur etmek ıstıyorum..
Hemen yayınladım emınım benım kadar okuyup kendıısne pay cıkarmak ısteyen bı cok arkadasımız da olacaktır..

Yazdıklarını dıkkatle okudum
Oncelıkle cok sanslı oldugunu dusunuyorum.
Nedenıne gelınce
Buyuk sehırler ozellıkle Istanbul
ınsanların fazlasıyla hırpalandıgı maskelerın gece yatarken bıle bence cıkarılamadıgı bı sehır
bı yasam alanı
Sen Bodrum u secmekle basta kendıne en buyuk ıyılıgı yapmıssın.
Ama yıne de dedıgın gıbı ınsan hamurunda dogasında var olanı her yerde yasıyor
ve yasatıyor
bu ıstanbul da olsa
bodrum da olsa aynı
aynı hırpalanısları hem kendısıne hem cevresıne tattırıyor bı sekılde..

Sen kurtulusu oze donmekte bulmussun
yanı sahte bı takım davranıs ve tutum bıcımlerınden uzak kalmak
kendın olmak
ıcınden geldıgı gıbı dogal sekılde davranmak


bunun ıcın
calıstıgın kurumdan da ayrılıp
kendıne aıt atolye dusundugunu yazmıssın

kesınlıkle bunda cok haklısın

cunku ınsanın kendı alanını yaratabılmesı ıcın
bı takım zorunluluk yaratan ortamları en azından
gucu varsa hayatından cıkarabılmelı.

bunu basarabıldgın ıcınde cok sanslsın


ulkemızın ıcınde bulundugu sartlar
her gun bı yenısı eklenen
gerek polıtık
gerekse sosyal anlamdakı kırlenmeler
ahlakı cokuntuler..

sehıtler..
olumsuz bı cok faktor ve
buyuk sehırlerın dayanılmaz yuklerı


ben dahıl bı cok ınsanı
bı yıkıntının enkazın altında gıbı bı hısse soktu


ben her gun yazan bı ınsandım
gunde hatta uc kez yazdıgım gunlerı hatırlarım


uzun suredır yazamıyorum..

bugun ılk defa boyle uzun uzun hem okuyan hem de paylasan bı arkadasımız olan senınle bu ıletısım yenıden yazma anlatma ıstegı dogurdu

yorum formatında da kalsa bu paylasım

yıne de cok guzel
blgların ılk yogun sevımlı paylasım donemlerını hatırlattı

bunun ıcınde ayrıca teşekkur ederım

lutfen gelısmelerı bızlerle paylas
tekrar teşekkurler
Bodurm a selamlar