2 Aralık 2013 Pazartesi

00 39

giderek
bir şeyler eksilir ruhundan.

buralarda sonuncu bi kalış

yakın  
sessizce kayboluşlar...

11 yorum:

  1. Rüzgâr hediye edilebilseydi eğer,
    Sana rüzgâr hediye etmek isterdim
    içindeki kaygıyı ,endişeyi,sıkıntıyı alıp götürsün diye

    YanıtlaSil
  2. "İnsanlar,
    İnsanların içinde ‘insan’lara
    Hasret yaşarlar."

    seni
    anlıyorum desem öykü...

    YanıtlaSil
  3. uykular kaçar
    pesınden koşup yakalaycak halim yok
    01.05

    YanıtlaSil
  4. Öyküm bir yere kaybolma !!
    Bazen ben kendimi pamuk ipliğine tutunup yaşıyor sanırdım. Herşeye ama herşeye üzülüyorum diye... Birşey değişti mi hayır? Sadece bazen boşvermeyi öğreniyorum çünkü hala öğrenme sürecim devam ediyor edecekte...Ama iyi geliyor...

    Biliyorum , anlıyorum çok hassasız ve hassas olmak bizi daha da yıptatıyor . Her ne ise -ki bu sağlık bile olsa pes etmek yok , neden üzerine gitmiyorsun. Vazgeçmek yok , ruhundan bir şey kaybetmek yok. Biliyorum belki imkansızdan bahsediyorum ama umut değil mi içimizde bizi ayakta tutan... Lütfen kaybolmak yok...
    Çünkü sen değerlisin bunu unutma canım...

    YanıtlaSil
  5. Ozıcım
    cok cansın
    cok cok sagol hersey ıcın

    hıssedıyorsun
    hıssettıgın gıbı hersey

    olumsuzlukları olumlaya olumlaya bıraz yorulduk galıba..
    bılmıyorum bı yere çıkacak bu kapılar ama...

    hayırlısı dıyorum..

    YanıtlaSil
  6. iki tane hassas insan:))

    özü ve öyküş...
    türkçe konuşun anlamıyo bennnnn.

    ahahhaa

    bana 4 yaşındaki bi çocuğa anlatır gibi anlatın...

    :))

    YanıtlaSil
  7. ozı anlatsın bence o daha güzel ızah eder:)

    YanıtlaSil
  8. "Bazı kadınlar, yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de, o karmaşık bir mesele. O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalanıp durdurursan, kendine ait kılarsan... Ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini -her nasılsa bilirler. Onlar, insanı ancak frensiz bir seyahate davet edebilirler. Zira fren yaparlarsa artık onlar, o kadınlar değiller. Bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizler...
    Kanatlarının altına rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete dönüşen kadınlar... Ve adamlar, ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar sanırlar. Bilir misiniz? Eğiticiler, eve dönsünler, uzaklara uçmasın diye önce kuşların kanatlarını biraz kırarlar... Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzü kadar uçmayacaklarsa ölüvermeyi tercih ederler..."

    Bence sen de kendisine ancak yakın durulabilecek kadınlardansın. Frensiz bir seyahate davet edenlerden. Buralarda sonuncu bir kalışsa, yakınının neresi olduğunu söyleyebilirsin belki.

    - Mehmet -

    YanıtlaSil
  9. buralarda sonuncu bır kalış...

    uykuszlugun
    stresın sıkıntının
    kaçmak ıcın gıdılmes ıstenen yolların
    bı adı gıbı

    kendıne bak gıdebılırsın
    o sansın var
    uzaklarda belkı ozledıgın huzur var der gıbı

    bı nebze rahatlamayı sağlamak ıcın
    kendını kandırmak gıbı

    YanıtlaSil
  10. Ben anlatamam beni karıştırmayinnn :)) zor toplandım zati. ..

    YanıtlaSil
  11. yok sen daha güzel anlatırsın bence ozıcım

    YanıtlaSil

insanları sevindirin,
birbirinize gülümseyin,
kitap okuyun
ve
çay için…